AYAĞA KALK!

7
0

Her gün Filistin / Gazze’de ortalama kırk- almış masum insan öldürülüyor… Elli bin civarında insan, insan, insan öldürüldü… Bir o kadar sakat kaldı, bir o kadar da yaralı var… Çocuklar, bebekler, kadınlar, hastalar on binlerce insan, on binlerce ton bomba / fosfor bombaları altında can veriyor… Feryat ve figanları arşı alaya yükseliyor… Ot yiyerek karnını doyurmaya çalışan çocukların üzerine bomba yağdırılıyor. Kamplarda kıtlık içinde yaşayan çocuklar keskin nişancılar tarafından alınlarından vuruluyorlar. İbadethanelere, hastanelere, okullara hatta BM’nin okullarına sığınmaları ölümden kaçmaları için yeterli olmuyor. Halkların sokaklara dökülmesi, protestolar, vicdanlı insanların feryatları bu vicdansız katil sürülerini durduramıyor…

Amerikalı ve Avrupalı ülkelerin yöneticileri bu Siyonist katil sürülerini desteklemek için kuyruğa girdiler…
“Soykırım”, “toplu göç ettirme”, “silahsız masum insanların üzerine kimyasal silahlar / fosfor bombaları atma”, öz be öz kendi topraklarını işgal etme, evlerine yer altı ve yer üstü bütün zenginliklerine çökme ve akla gelebilecek bütün savaş suçlarını işlediği halde “Kudurmuş köpek İsrail” hâlâ BM’nin üyesi, bir devlet olarak BM’de yer almaktadır. Hakkında alınan bütün BM kararlarına uymamasına rağmen…

BM, Uluslararası Mahkemeler, İnsan Hakları Kuruluşları, çocuk hakları, kadın hakları, hayvan hakları belki köpek hakları (!) savunucuları desek daha geçerli olabilir…SUSKUN… Ekinler, zeytin ağaçları sökülüyor, yakılıyor… canlı cansız her şey yok ediliyor… Bütün bunlar yapılırken siz ne yapıyorsunuz?

Siz, neredesiniz?

Ya siz halkı Müslüman olan ülkelerinin yöneticileri… normalleşme adı altında kutsal olan neyiniz varsa bu katiller sürülerine peşkeş mi çekiyorsunuz… Filistin, Gazze, Mescid-i Aksa, Kudüs ya sonra…
“Köpeksiz köy buldular, değneksiz geziyorlar…”
Ayağa kalkmalıyız…

Henüz vakit varken!
Sonra “Eyvah!” demenin faydası yoktur.

 

UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ

 

Mehmet Akif’in şu mısralarıyla baş başa bırakmak istiyoruz sizleri:

“Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.

Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

Hüsrâna rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş! ‘
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!

Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.

Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
‘İş bitti… Sebâtın sonu yoktur! ‘ deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir