“KUDURMUŞ KÖPEK İSRAİL” BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİ “KÂĞIT MAKİNESİNDE ÖĞÜTEREK ÇÖPE ATMIŞTIR”

3
0

Filistin yönetimi, uzun zamandır, BM (Birleşmiş Milletler)’de bir devlet olarak yer almak için mücadele vermektedir. Bu amaçla Filistin, 2011’de de BM’ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi)’da gereken destek kendisine verilmemiştir. 2012 yılında ise BM’de “daimî gözlemci statüsü” almıştır. Filistin, 2012 yılında BM Genel Kurulu tarafından “üye olmayan” “gözlemci devlet statüsü” alarak BM’ye kabul edilmiş ve BM’de Batı Şeria’daki Filistin yönetimi tarafından temsil edilmektedir.

BM’ye tam üye olmak için yapılan bir başvuru, önce 15 üyeli Güvenlik Konseyi’nde sonra da 193 üyeli Genel Kurul’da görüşülüp oylanmaktadır. Her ikisinde olumlu karar çıkarsa tam üye olma ya da şartlı üye olma gerçekleşmektedir.

BMGK’da ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın veto hakkı bulunmaktadır! Neden?

Aksa Tufanı harekâtından sonra “Kudurmuş Köpek İsrail”, sivil Filistin Halkına hiçbir uluslararası hukukun kabul edemeyeceği bir Soykırım harekâtı başlatmıştır.  Bunun üzerine Filistin’in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan’da, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten Filistin’in BM’de tam üye olarak kabul edilmesi için gerekli işlemlerin yapılmasını istemiştir. Guterres de 3 Nisan’da BMGK’dan Filistin’in bu talebinin gündeme alınmasını talep etmiştir.  BMGK bu talebi 8 Nisan’da “Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi”ne sevk etmiştir. Bu Komite yaptığı iki toplantının sonucunda herhangi bir karar alamamıştır. Bunun üzerine Cezayir, 18 Nisan’da Filistin’in tam üyeliği için BMGK’ya karar tasarısı sunmuş, fakat bu tasarı da ABD tarafından veto edilmiştir.

Genel olarak Filistin topraklarının her tarafında, özel olarak da Gazze’de uygulanan soykırım stratejisinin geldiği boyut göz önüne alınarak Filistin, BM’ye tam üyelik için yeniden başvurmuştur. 10 Mayıs 2024 tarihinde BM Genel Kurulu’nda düzenlenen acil oturumda, “Türkiye ile birlikte yaklaşık 80 ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısı” için Genel Kurul’da yapılan oylamada, 193 üyenin 143’ü lehte, 9’u aleyhte oy kullanmış ve 25’i de çekimser kalmıştır.

BM’de ezici bir çoğunlukla alınmış olan “Filistin’in BM Şartı’nın 4. Maddesi uyarınca BM’ye üyelik kriterlerini yerine getirdiği ve bu nedenle BM’ye üye olarak kabul edilmesi” kararı, BMGK’ya gönderilmiştir. BMGK’nın bu konuda daha önce aldığı olumsuz kararını yeniden gözden geçirerek gönderilen yeni kararın, “olumlu bir şekilde değerlendirilerek kabul edilmesini” istemiştir.

BM Genel Kurulu’nda alınan bu karar da 18 Nisan 2024’de tek bir üyenin (ABD) Filistin’in BM’ye tam üyeliğini veto etmesine tepki gösterilmiş ve 12 BMGK üyesinin desteğine özel vurgu yapılmıştır.

BM tarafından alınıp BMGK’ya gönderilen karar, “Filistinlilere tam BM üyeliği hakkı vermiyor fakat tam üyeliğe uygun” olduğunu onaylıyor. Böylece Filistin BM’ye tam üye olma konusunda küresel bir destek kazanmıştır.

BM Genel Kurulu’nun aldığı kararda öne çekilen düzenlemelerin bir kısmı aşağıda verilmektedir:

  • “Alfabetik sıraya göre üye ülkeler arasında oturma hakkı,
  • Filistin ve Orta Doğu konuları dışında düzenlenen oturumlarda konuşmacı olma hakkı,
  • Grup adına açıklama yapma hakkı,
  • Teklif ve değişiklik sunma hakkı,
  • Teklifleri oylamaya açma hakkı,
  • BM Genel Kurulu’nun komitelerine Filistin heyetinden üyelerin seçilmesi hakkı,
  • BM konferansları ve uluslararası toplantılara etkin katılma hakkı.”
  • “Filistin devleti, gözlemci üye olarak Genel Kurul oylamalarına katılamaz ve BM organlarına kendi ülkesinden aday gösteremez.”
  • Yapılan düzenlemeler, “İstisnai olmak kaydıyla ve emsal teşkil etmeyecek şekilde” uygulanacaktır.
  • Yapılan düzenlemeler, Ekonomik ve Sosyal Konsey, diğer BM organları, özel ajanslar ve BM sistemindeki kuruluşlar için de geçerli olması talep edilmektedir.
  • Kararda Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve devlet kurma hakkı bulunduğuna atıf yapılarak, BM Genel Sekreterine kararın uygulanması için gerekli adımları atması; 1967’de başlayan İsrail işgalini sonlandırmaya ilişkin çabalarını artırması,
  • “Barışçıl ve kalıcı çözüm için uluslararası hukuk ve ilgili BM kararlarının uygulanması gerekmektedir.”
  • Yapılan düzenlemeler, Filistin tarafından Eylül 2024’ten itibaren uygulanacaktır.

BM Genel Kurulunda Filistin’in tam üyelik başvurusunun görüşmeye alınması kararı üzerine BM’deki Filistin, ABD ve İsrail temsilcilerinin yaptıkları açıklamalar, sürecin nasıl gelişeceğinin bir göstergesiydi. BM Genel Kurulunda oylamaya geçilmeden önce Filistin temsilcisi Riyad Mansur, sonra da İsrail Temsilcisi Gilad Erdan birer konuşma yapmışlar.

Filistin’in BM Büyükelçisi Riyad Mansur: “Barış istiyoruz, özgürlük istiyoruz. Evet oyu Filistin’in varoluşuna verilen bir oydur, herhangi bir devlete karşı değildir. …Barışa yapılan bir yatırımdır.”

İsrail’in BM Büyükelçisi Gilad Erdan: “Pek çoğunuz ‘Yahudi düşmanı’ olduğunuz sürece, Filistinlilerin ‘barışsever’ olmaması umurunuzda değil.” “Birleşmiş Milletler Antlaşmasını kendi ellerinizle parçalıyorsunuz. Evet, yaptığınız şey bu!”

“Onaylanması halinde ABD’nin, ülke yasalarına uygun olarak BM ve kurumlarına sağladığı finansmanı tamamen durdurmasını bekliyorum.”

Gilad kürsüden inmeden yanında getirdiği küçük bir kâğıt parçalayıcı ile BM sözleşmenin bir kopyasını parçalayarak çöp kutusuna atmıştır.

ABD’nin BM Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood, ABD’nin olumsuz tavrını daha diplomatik bir dil kullanarak dile getirmiştir: “Oyumuz, Filistin devletine karşı muhalefeti yansıtmıyor; onu desteklediğimizi ve anlamlı bir şekilde ilerletmeye çalıştığımızı çok açık bir şekilde ifade ettik. Bu oy, devlet olmanın yalnızca taraflar arasında doğrudan müzakereleri içeren bir süreçten geleceğinin kabulüdür.”  “Filistin halkının devlet olmasına giden yolun doğrudan müzakerelerden geçtiği ABD’nin görüşü olmaya devam ediyor.”

“Kudurmuş Köpek İsrail”in bu tavrı yeni bir şey değildir, sürpriz de değildir.

BM tarafından alınıp fakat İsrail tarafından bugüne kadar uygulanmayan kararlar (Kararların numaraları verilmektedir. Kararların tam metinleri internet ortamından alınabilir.) konularına göre gruplandırılmış olarak aşağıda verilmektedir (1):

  • “Ateşkes çağrısı: 49, 50, 53, 66,1402,1860

Ateşkes uygulaması ve denetimi: 48,56,60,61,62,73,89

Ateşkes ihlali: 54

  • Şiddet eylemlerinin önlenmesi ve barışın korunması: 42, 43, 44, 46, 100, 127, 242, 250, 251, 338, 468, 469, 904, 1073, 1397, 1435, 1515, 1850
  • Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali:

Mülteciler (Sınır dışı edilenler): 89, 237, 259, 468, 469, 484, 607, 608, 636, 641, 694, 726, 799)

Yerleşimciler: 446, 452, 465, 471, 904, 2334

  • Uluslararası hukuk ihlali: 252, 259, 267, 298, 592, 605, 672, 673, 1403, 1405, 1544”

BMGK’nın Filistin-İsrail sorununa yönelik aldığı ve fakat İsrail’in uygulamadığı 62 karar, barışa engel teşkil eden sorunlar açısından aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır (1):

  1. “Kudüs’ün statüsü sorunu: 127, 250, 251, 252, 267, 271, 298, 476, 478, 672, 1073
  2. Mülteciler sorunu: 89, 93, 242, 237
  3. Yerleşimciler sorunu: 446, 452, 465, 471, 904, 2334
  4. Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğü sorunu / ilhak: 242, 252, 267, 271, 298, 476, 478, 681, 1397, 1515 şeklinde dört ana sorun altında toplayabiliriz.”

BM ve BMGK tarafından alınmış olan bu kararlar, İsrail tarafından uygulanmamıştır, BM ve BMGK yok kabul edilmiştir. “Kudurmuş Köpek İsrail”in bu tavrına karşı BM, BMGK, UCM (Uluslararası Ceza Mahkemesi) ve İHM (İnsan Hakları Mahkemesi) İsrail’e karşı hiçbir şey yapmamıştır / yapamamıştır.

“Kudurmuş Köpek İsrail” bugüne kadar hakkında alınan yukarıda belirtilen kararları uygulamayarak tüm dünyaya meydan okumuş ve en son Filistin’in tam üyeliğini destekleyen tasarıyı yanında getirdiği kâğıt öğütücü makinesiyle parçalamakla başta BM olmak üzere, tüm uluslararası kurum ve kuruluşların gücünün kâğıt üzerinde kaldığını ispat etmiştir!

“Kudurmuş Köpek İsrail”e yaptırım uygulayamayan tüm bu kuruluşların / yapıların hiçbir hükmü yoktur, olmamalıdır. Tüm İslâm alemi “Kudurmuş Köpek İsrail”in bu tavrına çok açık ve sert bir tepki koymalıdır. Ayrıca tüm mazlum milletlerin ve ülkelerin benzer bir tavır ortaya koyması için çok yönlü, çok boyutlu bir girişim zinciri başlatmalıdır.

Bu amaçla İsrail’in tüm uluslararası

  • Kurum ve kuruluşlardan,
  • Ticarî ve askerî anlaşmalardan,
  • Kültürel ve eğitim faaliyetlerinden,
  • Sağlık sistemlerinden,
  • Ekonomik ilişkilerden ve yapılardan

Yasaklama getirecek bir tecrit stratejisi uygulanarak yalnızlaştırılıp cezalandırılmalıdır.

Bu yapılmadığı takdirde dünyanın herhangi bir bölgesinde icra edilen zulümlere müdahale etme durumu olamayacak; tüm uluslararası anlaşmalar askıya alınacak bir anlam ifade etmeyecektir.

Mevcut küresel sistem kokuşmuş, yozlaşmış ve tıkanmıştır; uzun süredir yaptığımız faaliyetler, çalışmalar, yazışmalar vs. girişimlerle ortaya koyduğumuz bu hakikat, Gazze’de yaşanan vahşet dolayısıyla gün yüzüne çıkmış, mevcut küresel yapının zalimlere / fesatlara / ifsad edicilere hizmet etmekten başka bir fonksiyonu olmadığı teyit edilmiştir.

Hak ve adalet merkezli adil bir dünya inşa edilmelidir. Türkiye bu işin öncülüğünü yapmalıdır / yapmak mecburiyetindedir.

Gelecek nesillerin bizlerden davacı olmamaları, beddua etmemeleri için, zalime haddini bildirecek, mazlumun yanında olacak adil yeni bir dünyanın / sistemin kurulması için çalışmak, bugün için hayati önemi haizdir.

Bu sorumluluk geçmişe sadakat, geleceğe borcumuzdur.

Henüz vakit varken…

 

UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ

 

(1) Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Çalık Topuz, Prof. Dr. Mohammad Arafat, BMGK Kararlarının Filistin- İsrail Barış Sürecine Etkisi, AÜ SBF Dergisi, S:357-380, 4.4.2023.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir