FUTBOL KADİFE DARBE SÜRECİNDE YENİ BİR AŞAMA: 31 MART 2024 MAHALLİ SEÇİMLER AŞAMASI-1

1
0
Prof. Dr. Burhanettin CAN – Umran Dergisi/Nisan 2024-356. Sayı

 

Kadife darbeler, seçim endeksli, dış destekli, gayrimemnunların ittifakına ve gerilime dayalı, seçim öncesi, esnası ve sonrasında sokak hâkimiyeti kurarak ve genellikle yumuşak güç (soft power) kullanarak -zaman zaman özel amaçla sert güç kullanılmaktadır- bürokratlar ve STK’lar aracılığıyla siyasi iktidarları düşürmeyi hedefleyen yeni bir darbe türüdür.[1] Kadife darbeler, o ülkenin yerli görünümlü sivil toplum örgütlerinin önderliğinde, kitle hareketi ile yönetimleri değiştirme/devirme sanatı olarak tanımlanabilir.

Taksim kadife darbe süreci, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını engellemiştir. Boğaziçi kadife darbe süreci ise 14 Mayıs 2023 seçimlerinde başarılı olmuş, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını ilk turda engellemiş; AK Parti’nin %8 civarında oy ve 30 civarında milletvekili kaybına sebep olmuştur.  Türkiye, 31 Mart’ta mahalli idareler genel seçimlerine giderken Riyad’da futbol üzerinden başlatılan ve futbol kadife darbe süreci diye isimlendirdiğimiz süreç (6. nesil kadife darbe süreci), Taksim ve Boğaziçi kadife darbe süreçlerine benzer bir şekilde, Trabzon’da oynanan TS-FB maçı üzerinden yeni bir aşamaya taşınmıştır. Sahada meydana gelen olaylar, tam bir provokasyon olup 31 Mart 2024 seçimlerini doğrudan etkilemek amaçlıydı. Taksim kadife darbe sürecinde FB otobüsünün kurşunlanması ne idiyse, hangi amaçla kullanılmış ise Trabzonspor-Fenerbahçe futbol maçındaki olaylar aynı amaç için kullanılmıştır. Özgür Özel’in Trabzon’daki seçim konvoyu aynı amaç için taşlanmış olabilir.

Alt bölümde sıraladığımız olaylar zinciri, 31 Mart mahalli idareler genel seçimlerini çok açık bir şekilde etkilemiş ve şekillendirmiştir. Bu seçimlerde futbol kadife darbe süreci 2028 seçimleri ya da erken seçim için gerekli altyapıyı oluşturarak çok önemli bir mevzi kazanmıştır. Cumhur İttifakı mahalli seçimlerde ciddi bir yenilgi almıştır. Umarız ki gerek kazanan ve gerekse kaybedenler özeleştirilerini yapar, ülkenin menfaati için bugüne kadar yaptıkları hatalardan vazgeçer, toplumsal barışı sağlarlar. Bu yazı serisinde futbol kadife darbe sürecinin mahalli seçimler aşaması ele alınıp değerlendirilecektir.

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçim Sonuçları

31 Mart 2024 mahalli idareler genel seçimi, son 20 yılın alışılagelmiş beklentilerinin tersine herkesin ders alması gereken bir tablo ortaya koymuştur. Bu seçimlerde Cumhur İttifakı (AK Parti+MHP) ciddi bir seçim mağlubiyeti almış; buna karşılık görünürde CHP, gerçekte ise “Kent İttifakı”/“Türkiye İttifakı” (CHP+DEM+TİP+…) büyük bir başarı göstermiştir. Cumhur İttifakı’nın PKK ve DEM Parti üzerinden CHP’ye karşı yürüttükleri psikolojik harekât, CHP kadroları tarafından görünmeyen ittifak inşa edilerek etkisizleştirilmiştir. Bu konu özel olarak ayrıca ele alınıp değerlendirilecektir.

Bu seçimin en bariz özelliklerinden biri, seçime katılma oranında önceki seçimlere göre ciddi bir düşüşün yaşanmasıdır. (Tablo 1).  Tablodan görülebileceği gibi 2019 yerel seçimlerine göre, 2024 yerel seçimlerine katılım oranı yaklaşık %6,28 oranında azalmıştır. Bunun yanı sıra dikkat çeken çok önemli bir diğer nokta da yerel seçimlere katılmayan ve geçersiz oy kullananların sayısının yaklaşık 15,5 milyon civarında (toplam seçmenin yaklaşık %25’i) oluşmasıdır.[2] Ayrıca bu durumun ayrıntılı bir şekilde analiz edilerek değerlendirilmesi ve gerekli derslerin çıkarılması gerekir. 

 

  Mahalli İdareler Seçimleri 2024-2019

Farkı*

2019 2024
Seçmen Sayısı 57.093.410 61.430.934  +4.337.524
Kullanılan Oy Sayısı 48.340.191 48.153.788 – 186.403
Katılım Oranı (%) 84,67 78,39 -6,28
Geçerli Oy Sayısı 46.431.746 45.961.211 -470.535
Geçerli Oy Oranı (%) 96,05 95,45 -0,61
* + artışı, – azalışı göstermektedir.

Tablo 1: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerine Katılım Oranı

2019 ve 2024 mahalli idareler genel seçim sonuçlarını mukayese ettiğimizde CHP’nin başarı gösterdiği, buna karşılık AK Parti’nin gerekli başarıyı gösteremediği görülmektedir (Tablo 2).  AK Parti oylarında yaklaşık 4 milyon 27 bin oy kaybı (%8,84); CHP’nin oylarında ise yaklaşık 3 milyon 36 bin oy artışı (%7,62) meydana gelmiştir. MHP ile bir seçim ittifakı yapılmasına rağmen böyle bir oy kaybı yaşanmasının sebepleri ayrıntılı bir şekilde analiz edilmelidir.

Muhtemelen AK Parti tabanında meydana gelen küskünler, kırgınlar kesimi ya seçime gitmemiş ya da diğer partilere, muhtemelen Yeniden Refah Partisi’ne (YRP) oy vermiştir.  Tablo 2’de de görülebileceği gibi en fazla oy kaybına uğrayan diğer partiler İYİ Parti (1,7 milyon) ve MHP’dir (1,1 milyon). Bu durumda geçmiş seçimlerde yükselen milliyetçilik dalgasına ilişkin oyların bu seçimde nereye gittiği sorgulanmalıdır.

 

Partiler Mahalli Seçimler 2024-2019

Farkı*

2019 2024
  Oy Sayısı Oy Oranı (%) Oy Sayısı Oy Oranı (%) Oy sayısı Oy Oranı (%)
CHP 13.983.783 30,12 17.345.876 37,74 3.362.138 7,62
AK Parti 20.583.896 44,33 16.313.661 35,49 -4.270.235 -8,84
YRP 0,0 0,0 2.284.553 6,19 2.284.553 6,19
DEM Parti 1.970.379 4,24 2.609.802 5,68 639.423 1,43
MHP 3.394.366 7,31 2.290.643 4,98 -1.103.723 -2,33
İYİ Parti 3.459.491 7,45 1.734.406 3,77 -1.725.085 -3,68
Diğer 3.039.876 6,55 2.821.270 6,14 -216.606 -0,41
Toplam 46.431.747 100 45.961.212 100 -470.535 -1,01
* – Azalmayı göstermektedir.

Tablo 2: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Partilerin Oy Dağılımı

2024 mahalli seçimlerinin en başarılı partisi CHP, 3.36 milyon oy artışı yakalamıştır.  Mayıs 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın bir üyesi olan YRP, 2.845 milyon oy alarak büyük bir sürpriz yaparak 2024 mahalli idareler genel seçimlerinde üçüncü sıraya gelip oturmuştur. Muhtemelen AK Parti kırgınları tepki olarak YRP’ye oy vermişlerdir. Diğer sürpriz başarıyı ise “Kent İttifakı”/“Türkiye İttifakı” kapsamında CHP ile gizli ittifak kuran DEM Parti göstermiştir; oylarını 2019 seçimlerine göre 639 bin artırmıştır (Tablo 2).

Bu oy artışı, belediye başkanlık sayısı ile belediye meclisi üyeliklerini ciddi bir şekilde etkilemiş ve CHP bu bağlamda büyük bir başarı ortaya koymuştur (Tablo 3). 2019 mahalli idareler seçimine nazaran 14 belediye başkanlığı kazanırken; AK Parti 15 belediye başkanlığı kaybetmiştir. Dikkat çekici olan YRP’nin 2 belediye başkanlığı kazanmasıdır.

Partiler İl Belediye Başkanlıkları Sayısı Fark*
2019 2024
CHP 21 35 14
AK Parti 39 24 -15
YRP 0 2 2
DEM Parti 8 10 2
MHP 11 8 -3
İYİ Parti 0 1 1
BBP 0 1 1
TKP 1 0 -1
BAĞIMSIZ 1 0 -1
Toplam 81 81  
* – Azalmayı gösteriyor

Tablo 3: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Partilerin Belediye Başkanlıkları Sayısı

2024 seçimlerinde CHP, 2019 seçimlerine göre 3 büyükşehir belediye başkanlığı daha kazanırken AK Parti 3 büyükşehir belediye başkanlığını kaybetmiştir (Tablo 4).

 

Partiler Büyükşehir Belediye Başkanlıkları Sayısı Fark*
2019 2024
CHP 11 14 3
AK Parti 15 12 -3
YRP 0 1 1
DEM Parti 3 3 0
MHP 1 0 -1
İYİ Parti 0 0 0
BBP 0 0 0
TKP 0 0 0
Bağımsız 0 0 0
Toplam 30 30 0
* Azalmayı Gösteriyor

Tablo 4: 2019 ve 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde Partilerin Büyükşehir Belediye Başkanlıkları Sayısı

AK Parti-MHP ittifakı açık aleni bir şekilde ortaya konurken, CHP-DEM ve TİP ittifakı açık bir şekilde ortaya konmamıştır. “Kent uzlaşısı” adı altında halka dayalı bir ittifak inşa edilmiştir. Bu ittifakın etkin olabilmesi için de Güneydoğu hariç diğer bölgelerde DEM Parti güçlü adaylar göstermemiştir. Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul büyükşehir başkan aday adaylığından çekilmesi bu amaçla gerçekleştirilmiştir.

AK Parti kırgınları-küskünleri ya oy vermeye gitmedi ya da diğer partilere muhtemelen de YRP’ye oy vermişlerdir. İl bazında oy dağılımı göz önüne alındığında YRP; Konya, Kayseri, Kahramanmaraş, Elâzığ ve Rize’de yaklaşık %20 ile %34 arasında oy alırken; Trabzon, Samsun, Bingöl, Adıyaman, Çorum, Gaziantep, Sakarya, Erzurum gibi illerde %10’un üzerinde oy aldığı görülmektedir.[3] AK Parti’nin 4,2 milyonluk oy kaybının önemli bir kısmının YRP’ye gitmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Özgür Özel’in “CHP %25 bariyerini kırdı geçti,” demesi gerçeği yansıtmamaktadır. Alınan reyler bir gizli ittifakın reyleridir. Ne kadar kalıcı olacağını zaman gösterecektir.

31 Mart 2024 mahalli idareler genel seçimlerini gerçek boyutları ile analiz edebilmek için dört temel dinamiği göz önüne almamız gerekir: 1. İç dinamikler, 2. Bölgesel dinamikler, 3. Küresel dinamikler, 4. İlahi irade. Bu dört temel dinamik kapsamında olaylar gerçekleşmektedir. İç ve dış dinamiklerin arakesiti/kavşak noktası her iki dinamiğin menfaatine olup barış dönemidir. Kavşaktan ayrılma iç ve dış dinamikler arasındaki mücadeleyi/kavgayı kaçınılmaz kılar. O nedenle Hz. Peygamber (s.); “Ey insanlar! Sizler sulh ve sükûnet devrindesiniz. Öyleyse, gelecekteki mücadeleler için hazırlanın, sulh ise yakında miadı dolacak bir hazırlanma devresidir. Karanlık geceler gibi işler karıştığı zaman Kur’ân-ı Kerim’e sarılınız. Çünkü o, düşmanlarının yenilmeyen hasmıdır.” buyurmuştur.[4]

31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerine doğru gelinirken pek çok olay vuku bulmuştur. Bu olayların meydana gelme sebepleri ve etkenleri farklı olmakla birlikte kadife darbeci kadro bu olayları kadife darbe stratejisine uygun bir şekilde değerlendirmek için girişimde bulunmuş, bundan sonra da bulunmaya devam edecektir. Anormal olan bunların yaptığı hamleler değildir; anormal olan bu gerçekleri görmemek, görememek, görmek istememektir.

Kadife darbelerin en temel dayanak noktası, iktidar karşısına mümkün olduğunca çok sayıda gayrimemnun kitle ve teşkilatları çıkarabilmektir. Gayrimemnun kitlelerin ve yapıların fikrî, felsefî, ideolojik yapıları ne olursa olsun önemli değildir. Önemli olan iktidarın karşısında olmaları ve onu yönetimden düşürmek arzusu ve kararlılıklarıdır. Kadife darbenin başarısı bu süreci yönetebilmek ve aynı zamanda iktidara sürekli hata yaptırıp gayrimemnun üretimini sağlamaktır. Seçimleri ve sokak hareketlerini etkileyen bu yaklaşım tarzıdır.

Gayrimemnun hedef kitle içindeki öncelik gençlerdedir. Gençlerin dinamizmi, tecrübe eksikliği, eylemci tavırları, kolay tepki vermeleri, hareket kabiliyetlerinin yüksek olması, adalet, eşitlik ve özgürlük istekleri ve geleceği yaşayacak kesim olmaları nedeniyle gençler tüm hareketler için en tercih edilen kesim olmaktadır.  İktidar bunu göremediği sürece hata üstüne hata yaparak gayrimemnun üretir ve böylece kadife darbecilerin ekmeğine yağ sürer.

Özgür Özel’in 40 yaş altı nesli darbe yapmaya çağırmasını bu açıdan ele alıp değerlendirmek gerekir. Ancak çok dikkat çeken bir husus; Özel’in 40 yaş altı gençleri sokağa darbe amaçlı çağırması ile Boğaziçi kadife darbe sürecinin dördüncü aşamasında (Sedat Peker aşaması) Peker’in, 40 yaş altı gençlere sokağa çıkma konusunda yaptığı çağrı/uyarı arasında ilginç bir benzerlik ve ilişki vardır. O nedenle Özel’in darbe çağrısını incelemeden önce Peker’in bu çağrısını hatırlamakta fayda vardır.

Boğaziçi Kadife Darbe Sürecinin Dördüncü Aşamasında Sedat Peker: “40 Yaş Altı Nesil” “Sizi Sokağa Çağıran Olursa Sakın Çıkmayın!”[5]

Peker konuşmalarında özenle 40 yaş altı nesle hitap etmekte ve her vesile ile bunu dile getirmekte, bu neslin önemine dikkat çekmekte, 40 yaş üstü nesille mukayese etmektedir. Türkiye’nin geleceğini tayin edecek neslin 40 yaş altı nesil olduğunu her fırsatta seslendirmektedir: “Bana suç örgütü diyen herkes utanacak, o suç örgütünü de anlatacağım ama ben 40 yaşından küçüklere anlatacağım, büyükler gelirse onlar misafir…” (6. Video)[6]

“Yanlış anlamazsanız size de bir şey söylemek isterim. 40 yaşından küçük kardeşlerim, bence sizin bir sorununuz var. Televizyonlarda gördüğünüze inanıyorsunuz, inanmayın dedim, şimdi ben anlatıyorum bana inanıyorsunuz. Ben, ‘Bana da inanmayın!’ dedim. (…) Fakat ben sizinle akit yaptım. Allah’a yemin olsun sizinle olan akdimi bozmam. Söz namus, o yüzden dolayı yalan söylemeyeceğim. Ama benim söylediklerime lütfen inanmayın. (…) 40 yaşına kadar olan kardeşlerim, sizi de beni dinlediğiniz için başkalarına karşı mahcup duruma düşürmeyeceğim. (…) 40 yaşından küçük kardeşlerim bu konuyu siz zaten mutlaka çözersiniz.

“İki büyük sorun var; Türkiye’de bela yaklaşıyor. Gelecekte çok daha yaklaşacak.”  “Arkadaşlarımız bana hep, ‘Neden 40 yaş altındaki insanlara sesleniyorsun? Bizim işimiz bitmedi, biz de genciz, biz de bu ülke için iyi şeyler düşünüp yapmak istiyoruz.” diyorlar. Siz misafirsiniz, ben de misafirim. Ama vallahi tüm anlattıklarım 40 yaş altı için. (…) Kıymetli kardeşlerim, muhalefete siz beceriksizsiniz diye lütfen yüklenmeyin. Rahmetli annem, ‘Kimseye zahmet verme, kendi işini kendin gör.’ derdi (40 yaş altı kardeşlerim, kimseye gerek yok, biz bunları beraberce deli edeceğiz.) (9. Video)[7]

Peker, siyasi iktidara karşı verdiği bir mücadelede dayanak kitle olarak 40 yaş altı nesli seçmiştir. Bu neslin özelliği, AK Parti kurulduğu zaman 15-20 yaş grubundakiler AK Parti dışında Türkiye’yi yönetmiş koalisyon partilerini bir şekilde görmüşlerdir. Bu neslin bir kısmı önceki yönetimleri, partileri değerlendirebilir. Bugünkü 30 yaş ve altı nesil sadece AK Parti iktidarını görmüştür. Bu parti iktidarını diğer partilerle iktidar bağlamında karşılaştırma şansları yoktur.

Diğer taraftan bu nesil, dijital teknoloji çağında yaşamış, teknolojiyi anne-babalarından daha iyi biliyor ve kullanıyorlar. İletişim çağının sağladığı bilgiye çabuk ulaşma konusunda eski nesilden çok daha avantajlıdırlar. Onlarda, “babam bilir,” yerine “ben bilirim,” duygusu hâkimdir. Yapılan araştırmalarda bu neslin öne çıkan önemli özellikleri şunlardır: 1. Adaleti savunmak, 2. Özgür olmak ve özgürlüğü savunmak, 3. Yolsuzluğa karşı çıkmak, 4. Yoksulluğa karşı çıkmak, kısa zamanda zengin olmak, 5. Baskı, şiddet, hakaretten hoşlanmamak, 6. Hoşlanmadığı durumlarda anında geri çekilmek ve susmak, ısrarcı ve iddiacı olmamak, 7. Akışkan kimliğe sahip olmak, her kimlikten olmak, bunda da mahsur görmemek.

Sedat Peker yayınladığı videolarında, yol boyu mahiyetini açıklamadığı “yaklaşan bir tehlikeden” bahsetmektedir: “40 yaşından küçük kardeşlerim bu konuyu siz zaten mutlaka çözersiniz. İki tane büyük sorun var Türkiye’de, belâ yaklaşıyor. Gelecekte çok daha yaklaşacak.” (8. Video)[8]

Nedir bu yaklaşan tehlike?  Peker, yaklaşan büyük belânın, tehlikenin ne olduğuna tam bir açıklık getirmiyor. Michael Rubin’in makalesinde kendisine yapılan atıflardan dolayı çevresine yaptığı izahlarda Erdoğan sonrasını planlayanların varlığından bahsediyor: “‘Sedat Peker etki alanını bu şekilde geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında, Tayyip Erdoğan’a ihanet etmez’ dedi. ‘Pan-Türkizm görüşüne sahip bu kişi bu şekilde güçlenmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrası oraya simge birinin seçilmesini sağlar. Arka perdeden de ülkeyi o yönetir.’ dedi. Dedim ki, bu tuzak, bize tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler dedim.” (6. Video)[9]

Peker, muhtemelen böyle bir tehlikeye karşı genelde tüm halka, özel olarak da 40 yaş altı nesle sakın sokağa çıkmayın, diye sesleniyor. “Ben bile çağırsam,” notunu da özellikle ekliyor: “Eğer ki, kim size sokağa çıkın, burayı yağmalayın, diyorsa o haindir. Darbe için zemin hazırlıyormuşuz, ben bunları onun için yapıyormuşum. Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes darbeye direnmekle mükelleftir. Eğer ki bir gün darbe olursa, ben size dersem ‘sokağa çıkın, darbeye destek verin’ dersem bilin ki, ufak kızımın başına silah dayamışlardır, dayanamamışımdır. Ben desem bile sokağa çıkmayın kardeşlerim.” (7. Video)[10] “Sizi galeyana getirip ‘sokağa çıkın’ diyenler olacak, yapmayın.”  “Sizi tahrik eden olur Allah aşkına asla sokağa çıkmayın, kendinizi kullandırtmayın.” (8.Video)[11]

Peker ya sokağa çıkma kavramına ilişkin bir şuur altı oluşturuyor ya da bir darbe beklentisi vardır. Kadife darbeciler, diktatör ilan ettikleri bir yönetimi yıkmanın ilk şartının, onu destekleyen güç ve mekanizmaları (payandaları) sökmek, devirmek ve yönetimi yalnızlaştırmak olduğunu bilirler ve ona göre eylemler düzenlerler.[12]  Peker, 1. videosundan itibaren kademeli ve hassas bir şekilde “Derin Devlet”, “Pelikancılar”, “Kral”, “Padişahlık” kavramları üzerinden dağınık merkezli bir diktatörlük imajı oluşturmaya çalışmıştır.

Yol boyu bu diktatörlüklerin dayanaklarını yıkmak amaçlı, bazen kendisinin de içinde yer aldığı, bazen yer almadığı; doğruluk düzeyini tespit edemediğimiz birçok olayı, sosyal medya üzerinden kademeli bir şekilde Türkiye’nin gündemine taşıyarak sürekli bir gerilim ortamı inşa etmiş ve çok da etkili olmuştur.

Peker’in yayımladığı videolarda genel bir yapı vardır. Hedef, sürekli gerilim ve gayrimemnun oluşturmak, siyasi iktidarın “payandalarını” birbirine düşürerek parçalamak ve gayrimemnunlar ittifakını genişletmektir:[13] Sedat Peker ilk 7 videosunda genellikle Recep Tayyip Erdoğan’ı savunmakta ancak yol boyu ona eleştiriler yöneltmekte ve bir sonraki videosunda ise dili sertleşmekte ve eleştiri dozajını artırmaktadır. 8. videosunda ise Peker’in ilk defa Erdoğan’ı, hedef tahtasına koyacağına ilişkin açıklama yaparak tehdit etmiştir. Daha önceki videolarda bahsedilen, dile getirilen bazı konular bu videoda farklı isim ve olay üzerinden daha da genişletilerek yeniden değerlendirilmektedir. 8. videoda ele aldığı konuları, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

  • “40 yaş altı kardeşlerim sokağa çıkmayın, tahriklere kapılmayın (!)”
  • “Tayyip Abi, nedense bana değil onlara inanmayı tercih etti. Daha doğrusu bana da değil doğrulara (!)”; “Bir dahaki videoda konuşacağız Tayyip Abi, baş başa (!)”
  • “Bu kadar zulüm olmaz. Herkese zulüm. Onu korkut, bunu korkut, bir dur arkadaş. Bir rahat yaşayalım. Bir tane kral yok ki, 20 tane padişah geziyor ülkenin içinde (!)”
  • “Niye 5-10 aile alıyor, bu ülkedeki tüm parayı? Halk niye fakir?”
  • “Siz (halk) Tayyip Abi’nin de patronusunuz, onun maaşını siz veriyorsunuz (!)”
  • “İsrail’e giden malları taşıyan gemiler kimin?”
  • “Kriminal bir yapı var. Bir ucu Venezuela’da, bir ucu Kıbrıs’ta, bir ucu da 25 sene evveline…”
  • ‘Biz herkesi gidip alırız’, Halil Falyalı’yı neden almıyorsunuz? “Herkesin kaseti var (!)”
  • “Kutlu Adalı cinayeti (!)”
  • Erhan Tuncel-Nurettin-DHKPC-FETÖ (!)
  • “Peker’in araba plakası FG 02 (!)”
  • “Ben vatan haini olarak anılmak istemem (!)”, “Ben vatan haini değilim (!)”
  • Tasfiye edilmek istenenler-ismi geçenler: Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, Mehmet Ağar, Berat Albayrak, Halil Falyalı, SADAT, Pelikancılar, Abdülkadir Selvi, Veyis Ateş ve Çakma Solcular…
  • Kazanılacak kitle: 40 yaş altı nesil, Kürt halkı…[14]
  1. videoda ağırlık, yolsuzluk olaylarına verilmiştir. Bu videoda ele alının konuları, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
  • “Korku iklimi var ya, kırıldı. O korku iklimini aşmaları için gazetecilere cesaret vermeniz ama namuslu olanlara…”
  • “40 yaş altı kardeşlerim, kimseye gerek yok, biz bunları beraberce deli edeceğiz (!)”
  • “Belediyelerde rüşvet, derneğe hayır adı altında veriliyor (!)”, “Parayı yatırınca, belediye başkanı 100 bin liralık iş için 1 milyon lira fatura kesiyor”, “1 milyar dolara ihaleyi alıyor, doğrudan alt taşerona 400 milyon dolara veriyor, hiçbir iş yapmadan 600 milyon doları kılçıksız bu tarafta”, “Alt taşeronun da alt taşeronu var.”
  • “(Soylu’ya): Beni satmasaydın cumhurbaşkanı olurdun (!)”,
  • “Parayla adam öldüren kiralık gruplar var, uluslararası, onlarla görüşüyorlar.”
  • “Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ama daha çok yolladıklarım var.” “Seçim zamanı arabasına para bırakırdım.”
  • “Metin abi beni telefondan aradı, Biden beni Erdoğan’a karşı…”
  • “AK Parti’nin seçim zamanı dağıttığı kahveler benim (!)”
  • “Pamukören (Demirören) Ziraat’tan kredi aldı, ödemedi (!)”
  • “Bodrum’da Paramount otel var.”, “Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde kimler var?”; “Sezgin Baran Korkmaz İçişleri Bakanlığı’na gitti (!)”;
  • “İş nasıl bozuluyor?” Oteli de istiyorlar ya Sezgin Baran bakıyor, her şey elimizden gidecek, bunlar 45’le başladı, şimdi otel.”
  • “Emniyet müdürünün İş Bankası’nda ne işi olur?”
  • Tasfiye edilmek istenenler-ismi geçenler:Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, Mehmet Ağar, Berat Albayrak, Halil Falyalı, SADAT, Pelikancılar, Abdülkadir Selvi, Veyis Ateş, Sezgin Baran Korkmaz, Erdoğan Demirören, Aydın Doğan, Esat Toplu, Muğla Emniyet Müdürü, Mübariz, Erdal Baba, Murat Alan, Şevki Hoca, Doğu Perinçek.
  • Kazanılacak Kitle: 40 yaş altı nesil, Kürt halkı.[15]

Kadife darbe teorisinde bu tür iddiaların ana amacı, hedef ülkede sürekli bir gerilim ortamı inşa edip gerilimi sürekli artırmak ve yaygınlaştırmaktır. Teoriye göre “ekonomik manipülasyon yaparak bunalım sürekli körüklenmelidir. Ülkedeki yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik, yandaşlık ve adaletsizlik en hâkim unsur olarak öne çekilmelidir. Etnik ve mezhepsel tüm farklılıklar kaşınarak fay hatları enerji ile yüklenmelidir.”[16]

Sedat Peker’in 9 videosundaki iddialarla kademeli bir şekilde inşa edilen bir gerilim ortamı söz konusudur. Peker’in “40 yaş altı kardeşlerim, kimseye gerek yok, biz bunları beraberce deli edeceğiz.” ifadesinin özel bir amacı vardır. Bu amacı, kadife darbe teorisyeni Sharp aşağıdaki şekilde ifade etmektedir: “Diktatörün kredisi azaldıkça ona itaatsizlik edecek bürokratların ve güvenlik güçlerinin sayısı da artar. Bu kitle kritik bir seviyeye ulaştığında ise diktatör iktidarı kaybeder. Muhalif güçler, işte bu anlayışa uygun nitelikte bir program uygulamalıdırlar.”[17]

Sedat Peker’in videolar üzerinden yaptığı açıklama ve çağrılar Türkiye’de çok yankı yapmış, izleyici oranı çok artmıştır. Arka planda ne olduysa Peker susturulmuştur. Burada Peker’e yer vermemizin amacı, doldurduğu videolarda “40 yaş altı nesle” sürekli vurgu yapması, sokağa çıkma çağrılarına karşı olumsuz tavır almalarını istemesidir. Tam bu noktada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 40 yaş altı gençleri darbe yapmaya çağırması arasında bir ilişki vardır. Bir başka dikkat çeken nokta, Peker bu videoları, 2021 yılında yapmıştır. Peker’in, “Sokağa çıkmayın!” çağrısı ile Özgür Özel’in, “Sokağa çıkın!” çağrısı ve Lund Üniversitesi bünyesinde Mart 2020’den beri yürütülmekte olan ve 2024 yılında da devam edecek olan “Turkey Beyond Borders: Critical Voices, New Perspectives (Sınırların Ötesinde Türkiye: Eleştirel Sesler, Yeni Perspektifler) 2.0 Projesi” arasında herhangi bir ilişkinin bulunup bulunmadığıdır. Bu husus çok önemlidir. Çünkü projede ısrarla gençler/insanlar eylem için sokağa çıkmaya davet edilmektedir.

31 Mart 2024 Seçim Öncesi CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Eylem ve Darbe Çağrısı

Kadife darbelerin ana stratejisi, genel seçimler merkezli olarak tasarlanır ve taktik eylemler buna uygun şekilde hayata geçirilmeye çalışılır. Taksim ve Boğaziçi kadife darbe süreçlerinde ana strateji buna uygundu. 31 Mart 2024 seçimleri mahalli idareler seçimleri olmasına rağmen muhalefetin kullandığı dille milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyormuş gibi bir hava/ortam oluşturulmaya çalışılmıştır. Mahalli seçimlere, genel seçim havası verilmek istenmiş ve başarılmıştır. Gelinen aşama da amaç ya 2028 seçimlerini öne çekerek erken genel seçim yapılmasını sağlamak ya da 2028 için siyasi iktidarı tam anlamıyla yıpratacak bir kadife darbe sürecini şekillendirmek olabilir. Bunu önümüzdeki günlerde yapılacak eylem ve söylemler ortaya koyacaktır. Çünkü CHP’yi destekleyen yapılar, şahıslar mahallî seçimler öncesinde 2024 yılını “uzun vadeli bir direniş yılı” ilan etmişlerdir.[18]

Bu hususta dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta ise 31 Mart 2024 seçimleri için II. Abdülhamid’in 31 Mart 1909’da Selanik’ten gelen Hareket Ordusu tarafından düşürülmesi amaçlı bir değerlendirilmenin, seçimden önce yapılması ve Hareket Ordusu komutanı olarak da İmamoğlu’nun takdim edilmesidir. Halk TV’de canlı yayımlanan Maltepe Belediyesi’nin  İstasyon dergisiyle düzenlediği “Cumhuriyet’in Aydınlık Yüzleri” ödül töreninde konuşan Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in hükümdarlığının son bulmasına yol açan 31 Mart 1909 darbesine atıfta bulunarak, “31 Mart, tarih kaydığı için aynı gün değil gerçi ama yine de sembolik 31 Mart”, “Ya gerici ordular, avcı taburları ya da Hareket Ordusu kazanacak!” dedikten sonra CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun elini tutup havaya kaldırarak “Hareket Ordusu’nun kazanacağına inandığını”[19] söylemesi önümüzdeki günlerde, seçim sonuçları ne olursa olsun, Türkiye’de yapılmak istenenler hakkında bir fikir vermektedir.

 Bu iki yaklaşım tarzına Lund Üniversitesi bünyesindeki projeyi dikkate aldığımızda, seçim sonuçları ne olursa olsun, olabilecekleri daha iyi tahmin edebiliriz. “Proje İsveç Enstitüsü Creative Force Fonu ve IPS İletişim Vakfı/Bianet iş birliği ile gerçekleşmektedir.” Yürütücülüğünü Lund Üniversitesi ve İsveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Pınar Dinç üstlenmiştir. Proje kapsamında “akademisyenlerin sivil-asker ilişkileri, cinsiyet politikaları, çevresel bozulma, Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi konular üzerindeki bilgilerini ve uzmanlıklarını özgürce paylaşabilecekleri bir platform” oluşturulması amaçlanmaktadır.[20]

Bu projenin kapsam alanı ve amacı ile Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı seçilmesi ve seçildikten sonra kullandığı dil ve söylem arasında bir ilişki vardır. Bunu daha iyi anlayabilmek için Umran dergisinin Şubat 2024 sayısında özetini genişçe verdiğimiz “On Yıl Sonra Gezi’yi Hatırlamak: Direniş, Hafıza ve Gelecek Mücadelelerin İmkânı” başlıklı metne yeniden bakmak gerekmektedir.

Projeye göre Gezi Parkı olayları dokunulamaz denilen AK Parti iktidarına dokunmuş, itibarını zedelemiş, karşı çıkılabilir olduğunu göstermiş büyük bir kırılma noktasıdır. “Gezi, AKP hegemonyasının asla yara almayacak kadar sağlam olduğu inancını temelinden sarsmıştır.” ifadesini 31 Mart 2024 seçim sonuçlarına uyarladığımız zaman, AK Parti ikinci büyük yenilgisini 31 Mart seçimleriyle almıştır, denilebilir. Projeye göre siyasi iktidara karşı verilecek mücadelede, bugüne kadar mevcut siyasi iktidara karşı olan “Farklı toplumsal kesimlerle ittifak kurulacaktır”, “renklerine, inançlarına bakılmayacaktır.” Başka bir ifadeyle içerisinde gayrimemnunların yer aldığı çok geniş bir birleşik cephe hareketi kurulmak istenmektedir.

Projeye göre bu yeni dönemde LGBTQ hareketi önemli, merkezî bir rol alacaktır.” Bu bağlamda dikkat çeken nokta, Özgür Özel’in DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ile birlikte Boğaziçi kadife darbe sürecinin hem başlatıcısı hem de dayanak kitlesi olan LGBTQ hareketine destek vermesidir. Her iki yönetici, “ABD Büyükelçiliği ile Avrupa merkezli kurum kuruluşlar tarafından fonlanan” LGBT destekçisi Gençlik Örgütleri Forumu’nu (GoFor) Ulusal Gençlik Konseyi üyelerini Meclis’te ağırlamış, Gençlik Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış ve “Seçilmiş/seçilecek adayların kent konseylerini kurmalarına, var olan konseyleri güçlendirmeleri için teşvikler sağlayacaklarına” ve 57 üye örgütüyle birlikte GoFor ile çalışmaya söz vermişlerdir. Özgür Özel Boğaziçi kadife darbe sürecinde de LGBTQ hareketine açık bir şekilde destek vermiştir.[21] Üzücü ve düşündürücü olan, bağımsızlığı savunan bir partinin genel başkanının, dış güçler tarafından fonlanan, beslenen yapılara açık bir şekilde destek vermesidir: “ABD Ankara Büyükelçiliği, AB Türkiye Delegasyonu, Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği, İsveç Gençlik Örgütleri Ulusal Konseyi, İsveç Uluslararası Kalkınma İş Birliği Ajansı, ABD Marshall Fonu destekçileri arasında yer alıyor. GoFor ofisinde ABD elçilik görevlilerinin ağırlandığı kuruluşun internet sitesindeki haberlerde de görülüyor. GoFor çatısı altında çalışma yapan 57 örgüt arasında Kaos Gey Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (KaosGL) ve Genç Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseks Gençlik Çalışmaları ve Dayanışma Derneği (GençLGBTİ) dikkat çekiyor. Bu dernekler de yine Batı merkezleri tarafından fonlanıyor. KaosGL İsveç Uluslararası Kalkınma İş Birliği Ajansı (SIDA) KaosGL’nin önde gelen destekçilerindendir. Dünya çapında 33 ülkede faaliyet gösteren SIDA’nın, kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye’deki çeşitli derneklere sadece 2023 yılında 8 milyon 162 bin dolar fon aktardı. SIDA’nın resmî internet sitesinde yer alan bilgilere göre KaosGL Derneği’ne 2021 yılında 466 bin 369 dolar fon sağlayan İsveç, 2022 yılında 395 bin 738 dolar para aktardı. İsveç’in, KaosGL’nin faaliyetleri için 2023 sonuna kadar toplamda 1 milyon 281 bin 258 dolar fon aktaracağı belirtildi. GençLGBTİ’nin de faaliyetleri AB tarafından destekleniyor.”[22]

Projeye göre bugün “Gezi dönemine” göre “çok daha baskıcı bir yapı ve daha yaygın bir gayrimemnun kesim vardır.” Muhalefet partilerinin sadece seçimlere göre hareket etmesi değil, “sokaklara çıkması ve de eylemleri öne çekmesi” gerekmektedir. Geçmiş dönemde yapılan en büyük hata meselenin, sadece “seçim düzleminde” değerlendirilmesidir:

  • “Bugün Gezi döneminden çok daha baskıcı bir dönemde yaşadığımız gerçeği yadsınamaz.”
  • “Rejim yasal protesto hakkının kullanımını son derece kısıtlamakla kalmadı, sokakta eylem yapmanın meşruiyetini de sorgulanır hale getirdi.”
  • “Bu meşruiyetsizleştirme denemesinde özellikle ana muhalefet partisinin demokrasiyi sadece seçime indirgeyen hatalı siyasetinin de oynadığı rolü göz ardı edemeyiz.”
  • “Hem Osman Kavala’nın hem de Selahattin Demirtaş’ın davalarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayı reddeden yasama ve yürütme erklerine doğru dürüst tepki veremeyen -DEM Parti ve öncüllerini bir kenara koyarsak- muhalefet partilerinin bugün gelinen bu noktada rolü büyüktür.”

Dr. Çiğdem Çıdam’ın proje kapsamındaki açıklamalarını göz önüne aldığımızda CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan düşürülmesini ve yerine Özgür Özel’in gelmesini daha rahat anlamlandırabiliriz. Özel’in CHP Genel Başkanı olur olmaz ve yol boyu halkı sokağa, eylemlere davet etmesi, yukarıda ifade edilen proje kapsamında değerlendirilmelidir. Özel, insanları sadece sokağa davet etmiyor; özel vurgu yaparak 40 yaş altı gençler tarafından darbe yapılması çağrısında bulunuyor. Genel başkanlığı devraldığı günün akşamı: “Sokaklarda, meydanlarda direneceğiz, bu hukuksuzluğa teslim olmayacağız. Mücadelemiz, büyük bir dirençle başlayacak ve sürecektir.” diyor. Bununla da yetinmeyen, 49 yaşındaki CHP lideri İstanbul’daki “Kentleri Gençler Yönetecek-Dijital Gençlik Buluşması”nda şunları söylüyor: “CHP’de gençlerle ilgili adımlar bugün başlamadı. Önceki Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu döneminde gençlik kolları ve kadın kotasının tüzüğe girdiğini hatırlayalım. En önemli beklentim seçilen genç belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine, gençlik kollarının destek olmasıdır. Gençlerin önünü açacak olan şey sizlerin başarısı olacaktır. Gençler, kendi geleceğinize el koymanızı bekliyoruz. Bütün partilerde ‘40 yaşın üstündekiler gitsin, 40 yaş altındakiler kalsın.’ diye bir darbe yapılsa ‘Ben buna varım.’ derim.”[23]

Kadife darbeler gayrimemnunların ittifakı üzerine kurulmaktadır. Özgür Özel de bu yaklaşım çerçevesinde sadece gençleri sokağa çağırmıyor, aynı zamanda tüm gayrimemnunları da davet ediyor: “TÜRK-İŞ açlık sınırı olarak 16 bin 200 lira ilan etti, bunlar emeklilere 10 bin lira veriyorlar. Açlık sınırının neredeyse yarısına emekliyi yokluğa, yoksulluğa mahkûm etti. Yüzünü kapatan anneler, ablalar pazarda ezilmiş sebze-meyve topluyorlar. Bugün marketlerde çürümeye yüz tutmuşları olgunlaşmış sebze diye yarı fiyatına satıyorlar, millet onu kapışıyor. Bu tutmuş diyor ki, ‘Birileri emekliyi kışkırtıyor.’ Sen bu yaptıklarınla emekliyi kışkırtmıyorsun da ben bunu söyleyince mi emekliyi kışkırtıyorum? Keşke kışkırtabilsem, ümit ederim emeklileri sokağa dökebilsem, emekliler ve işçiler haklarını aramak için yürüseler, keşke 500 bin tane emekli Taksim’e gitse de zapt etse. Demokrasi, tepki ve protesto rejimidir. Seçimden sonra görecekler, burunlarından fitil fitil getireceğim. Bununla tanışacaklar. 10 bin lira verdiğin emekli susuyorsa ona hakkını arattırmak benim görevim. Biz bu milleti sokağa dökeceğiz kardeşim. Sokağa çıkacağız, hakkımızı alacağız, evimize döneceğiz. Sendikal haklar için de mücadele edeceğiz, zamlara karşı da direneceğiz. Kan akıtmayacağız, cam-çerçeve kırmayacağız ama hakkımızı arayacağız.” “Emeklileri de keşke kışkırtabilsem ve sokağa dökebilsem. Haklarını alsalar.” “Alevi yurttaşlardan aldığım alkışı, Sünni yurttaşlardan alamıyorum. Alevilerin coşkusu her zaman Sünni seçmenden fazla.”[24]

Özgür Özel bu çağrısı ile DEM Parti’ye ve Selahattin Demirtaş’a özel bir mesaj da göndermiştir. Demirtaş 6-8 Ekim 2014’te Kobani’deki olaylarla ilgili “Kobane’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobane’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.” şeklindeki açıklamasına; 14 Ekim 2014 tarihinde, “Halkın öfkesinin alanlarda, meydanlarda, gece gündüz evinde, sokakta, arabasında elindeki bütün imkânlarla bir protestoya dönüşmesinin çağrısını yaptık, o çağrının da hâlen arkasındayız.” şeklinde verdiği bir demeçle sahip çıkmıştır. Dolayısıyla Özel, bu tür açıklamalarla geniş bir ittifak cephesi oluşturmak istemiştir. PKK ile iş birliği suçlamalarından kurtulabilmek için “Kent İttifakı”/“Türkiye İttifakı” bu amaçla inşa edilmiş ve seçimlerde de başarılı olmuştur.

Özel, 20 milyon civarındaki bir genç seçmenin seçimlerin kaderini belirleyeceğini öngörerek konuşmalarında genellikle gençleri hedef almıştır: “Anketlerde gençlerin yüzde 70’i ‘Fırsatını bulursam yurt dışına gitmek, oraya yerleşmek ve orada kalmak istiyorum.’ diyor. Bu memleketin en büyük beka sorunu bu. Beka sorununu kendimize, gençlere inanarak, ülkenin geleceğine dair iddia koyarak çözeriz. Sesimin eriştiği tüm gençleri, hangi görüşten olurlarsa olsunlar siyasete, uygun görmeleri durumunda da CHP’ye davet ediyorum.”

“Partinin Genel Başkanı olarak sorumluluğum sizlerden az, çünkü partinin kurucusu Cumhuriyet’i bana emanet edip gitmedi. Cumhuriyet sizlere emanet. CHP de sizin partinizdir. Her iki emanete de sahip çıkmanızı bekliyoruz.”

“Siyasette gençlere çok inanıyorum, güveniyorum. Bu seçimde bütün genç adaylarımızı her yaştan Atatürk’ün gençlerine emanet ediyoruz. Bütün kadın adaylarımızı ise önce kadın seçmenlere, sonra da ‘Atatürk’ü seviyorum, Cumhuriyet’e sahip çıkıyorum.’ diyen herkese emanet ediyoruz. Gençlere ve kadına oy vermek Cumhuriyet’e oy vermektir… Genç adaylarımıza, bilhassa genç kadın adaylarımıza çok inanıyorum.”[25]

İnsanları sokak eylemlerine çağırmaktaki amaç, muhtemelen, sokak hareketlerine düşkün olan “sol ve sosyalist sol seçmenin” TİP’e ve HEDEP’e/DEM Parti’ye kaymasını engellemek ve sokakta görünür olmak suretiyle yeni seçmen kazanmaktır. Bir başka amacı da eylemler üzerinden TİP ve DEM Parti ile diyaloğu geliştirip gelecek seçimler için ittifaklar zinciri oluşturmaktı. Nitekim Özel’in yaptığı çağrı hem DEM Parti hem de TİP tarafından olumlu karşılanmış ve aralarında yeni ve özel bir ittifak oluşmuştur:

HEDEP/DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan “CHP’nin çağrısını duyduk; demokrasi için, barış için bu haksız ve hukuksuz anlayışla mücadele etmek için biz de sokakta, her yerde bu anlayışa karşı çıkan bütün toplumsal kesimlerle, varsa siyasi partilerle dayanışma, direniş içinde olacağımızı belirtmek istiyorum.” “Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve Yargıtay Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması ve mahkeme üyelerini tehdit etmesi, 2015 yılının Nisan ayından beri fiili bir OHAL rejimine dönüşen Türkiye’nin darbe mekaniği üreten otoriterliği içinde yeni bir darbeye teşebbüstür. Siyasi iktidar tarafından desteklenen bu tutum, Türkiye’de yargı eliyle siyasete müdahalenin zeminini güçlendirmiştir. İktidar ortağı Bahçeli’nin her hafta parti grup toplantısında HDP’nin kapatılması başta olmak üzere birçok konuda Anayasa Mahkemesi’ni hedef göstermesi bu yargı darbesinin yolunu açan söylemlerden biri olmuştur.”

TİP lideri Erkan Baş “Türkiye’de bir kez daha bir paralel yargı ortaya çıktı. Bir rezillikle karşı karşıyayız. Herhangi bir makamın, ‘Anayasa ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyoruz.’ açıklaması yapması, üstelik Anayasaya ve yasalara uygun aldıkları bir karar nedeniyle AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, yetmezmiş gibi bir de TBMM’yi tehdit etmesi açık bir darbe girişimidir! Tüm yurttaşlarımızı, tüm siyasi partileri bu paralel yargı darbesi girişimi karşısında ortak tavır almaya çağırıyorum.”[26]

Özgür Özel genel başkan olduktan sonra kadife darbe sürecini yürütebilmek için kendisine sokakta destek verecek (DEM, TİP vb.) yeni bir ittifak arayışına girmiştir. Parti ismi olmayan “Kent İttifakı”/“Türkiye İttifakı” altında yeni bir ittifak oluşturarak kendi doğal kitlesinin ötesinde yeni bir kitlenin desteğini almayı başarmıştır: Özgür Özel “Türkiye İttifakı’nda aslan sosyal demokratlar var. Yalnız değiliz milliyetçi, muhafazakâr, Kürt demokratlar var.”[27]

CHP, Parti isimlerinin yer almadığı böyle bir ittifak zinciri ile Cumhur İttifakına karşı büyük bir başarı kazanmıştır. Ancak seçim boyunca darbeci kimliği öne çıkan Özgür Özel, seçimden sonra ‘melek kimliğine’ bürünerek herkese kucak açmış, “Bu galibiyetin kaybedeni yoktur. Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır.”[28] diyerek herkese gönlünü açtığını açık bir şekilde ilan etmiştir. Darbeci kimliği yerine barışsever ‘yeni’ bir Özgür Özel ortaya çıkmıştır. Bunun ne kadar süreceğini zaman gösterecektir.

Sonuç: 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin Gerçekçi Bir Şekilde Değerlendirebilmesi İçin

Kadife darbeci ekibin, bundan sonra Türkiye’de neler yapabileceklerini öngörmek son derece önemlidir. Bunun için son derece adil ve gerçekçi, çok yönlü analizler yapılmasına ihtiyaç vardır. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin iyi niyetle, ihlasla, samimiyetle yapılan tüm değerlendirmeler/analizler hayatidir. Bu nedenle aşağıda özetlenen ve 31 Mart 2024 seçimlerinin şekillenmesinde çok önemli rol oynayan ve 2028 seçimlerinde de rol oynayacak konuların/olayların kadife darbelerin stratejisi göz önüne alınarak mutlaka analiz edilmesi gerekmektedir:

  1. Gayrimemnunlar ittifakı oluşturabilmek için gayrimemnun sayısını artırmak, fay hatları inşa etmek ve fay hatlarına sürekli enerji yüklemek

1.1- Kavmi fay hatları inşa etmek: Türk- Kürt-Arap; Müslüman-Hristiyan-Musevi fay hattı

  • “Kürt halkını merkeze alan değişik söylem ve eylemler”
  • “Şeyh Said ismi üzerinden yapılan tartışmalar”
  • “Mitinglerde kullanılan tevhid bayrağı üzerinden Arap düşmanlığının pompalanması”,
  • “Diyarbakır’da yeşil bayrak asma olayı”,
  • Amedspor olayı,
  • Özerklik tartışmalarını yaygınlaştırmak,
  • Ahmet Türk ve Leyla Zana’nın açıklamaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çözüm sürecini başlatmasını istemeleri, Leyla Zana’nın, DEM’in CHP ile ittifak yapmasına karşı çıkması, bağımsız olarak seçime girilmesini istemesi,
  • Selahattin Demirtaş’ın karısının İstanbul’dan Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması ve DEM yöneticilerinin müdahalesi ile adaylıktan çekilmesi; DEM’in CHP’yi destekleyecek tarzda birçok ilde çok zayıf adaylar göstermesi,
  • Hatay’daki 6 Şubat anmasında hem hükûmet hem de muhalefetin protesto edilmesi,
  • Devlet Bahçeli’nin MHP kongresinde Erdoğan’a “Milleti yalnız bırakıp gidemezsin, seninle beraberiz,” çağrısının Kürt halkı üzerindeki etkisi,
  • Bahçeli’nin hoşuna gitmeyen her olay ve kurumu PKK ile irtibatlandırmasında kullandığı sert, kırıcı ve kaba dil,
  • AK Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na MHP’li Altınok’u aday göstermesinin Kürt seçmenler üzerindeki etkisi,
  • CHP için “Demlenme” ifadesi kullanılarak Kürt seçmenlerin rencide edilmesi ve CHP’ye dolaylı olarak yönlendirilmesi,
  • 31 Mart 2024 Van Belediye Başkanlığı seçiminde DEM adayına yasak getirmek ve DEM’in sokak eylemlerine başlaması, YSK’nın devreye girerek yapılan operasyonu durdurması, DEM adayına başkanlık mazbatasını vermesi.

1.2- Laik-antilaik-hilafet-şeriat-Kemalist-antikemalist fay hattı

  • “Diyanet’in cuma hutbesinde Atatürk yok!” tartışmaları,
  • “Değişik yerlerde Mustafa Kemal’e hakaret edilmesi, heykellerine saldırılması”,
  • “Anıtkabir’de ‘Şeriat Gelecek!’ Eylemi” yapılması,
  • “‘Hilafet tartışmaları-halifelik- hilâfet-laiklik çatışması’ tartışmaları”
  • “MEB’in STK’larla yaptığı eğitim protokolleri üzerinden başlatılan şeriat- tarikat tartışmaları”,
  • Bazı tarikatların, cemaatlerin seçimlerde desteklenecek partilerle ilgili basın açıklaması yapması,
  • İsmailağa-Cübbeli arasındaki kavganın medyaya yansıması,
  • Ankara’da Mısır Büyükelçiliği önünde Gazze için bir araya gelen ve tevhid bayraklarıyla yürüyen grubun, hilafet çağrısı yapması,
  • “TÜSİAD’ın Çağdaş Eğitim İsteği” veTÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın, “Bu sistemde cemaat ve tarikatlara da siyasetle ilişkilendirilen yapılara da yer olmaması gerekir.” tarzında açıklama yapması,
  • Toprak Hattı Grubu’nun “İslam’da mürit, şeyh, gavs, tekke ve dergâh yoktur.” “Tarikat ve cemaatlerin yüce dinimizle ilgisi ve ilgisizliği iyi ve doğru anlaşılmadıkça, önümüz açılmayacaktır.” açıklaması,
  • “Laiklik merkezli mücadele şart-gericilik”,
  • “31 Mart Mahalli Seçimleri için ‘31 Mart ve Hareket Ordusu’ benzetmesi”,
  • “Cuma hutbesinde şehitler kısmını okumayan imama hakaret eden kaymakam” “Olaya kaymakam ve valilerin kaymakama sahip çıkma beyanları”,
  • “TV dizilerinde değişik kesimleri isyan ettiren sahneler”,
  • Sarıyer’deki Santa Maria İtalyan Kilisesi’ne pazar ayini sırasında maskeli iki kişi tarafından yapılan silahlı saldırıda bir kişinin öldürülmesi vb.,
  • Manisa Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yılmaz’ın; Suriyeli sığınmacıları Türkiye’de kalıcı hâle getirmek için beş ildeki hazine arazilerinin, Birleşmiş Milletler (BM) Fonu ile Suriyelilere verilmesi yönünde talimat aldığını ancak bu talimatı kendi kentinde yerine getirmediğini iddia etmesi,
  • “Diyarbakır’da yeşil bayrak asma olayı”.

1.3- Demokrasi-diktatörlük fay hattı

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘diktatör’ olarak nitelendirilmesi,
  • Bahçeli’nin hayli sert ve tehdit edici açıklamalar yapması,
  • PKK yöneticilerinin Türkiye’yi suçlayan, karalayan pis açıklamaları,
  • Merkezî yönetim-yerel yönetim ilişkisi ve yerel yönetimlerin tehdit edilmesi,
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mahalli seçimlerdeki hizmetleri merkezî iktidarla irtibatlandırmasının meydana getirdiği rahatsızlık,
  • Seçilen bazı yerel yönetimlere seçimden sonra kayyum atanması.

1-4- Zengin-fakir fay hattı

  • Asgari ücretin güncellenmemesi,
  • Emeklilerin maaşlarının düzeltilmemesi,
  • Kiraların alıp başını gitmesi-keyfilik sorunu, çözüm bulunmaması,
  • Alım gücünün düşmesi, fiyatlardaki artışlarla alım gücü arasındaki tezat,
  • Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası,
  • İktidar ve muhalefetin aşırı vaat yağmuru ve inandırıcılık sorunu.

1-5- İsrail-Gazze fay hattının Türkiye’ye yansıyan boyutu

     . Türkiye’nin kudurmuş köpek İsrail’in uluslararası hukuk sistemine tamamen aykırı bir şekilde Gazze’de sivil halka yönelik soykırım yapmasına gerekli tepkiyi verememesinin neden olduğu gayrimemnunlar kitlesi,

  • İsrail ile tüm ticari ilişkilerin askıya alınmaması,
  • Türkiye’nin ve İsrail’in elçiliklerinin kapatılmaması,
  • Murat Kurum’un İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi ile Gazze arasında ilişki kurması: “İstanbul kazanılırsa Gazze kazanacak” demesi.
  1. Yargının desteğini kazanma-bölme ya da tarafsızlaştırma
  • Anayasa Mahkemesi-Yargıtay kavgası,
  • Danıştay 13. Dairesi’nin, İBB’nin Atatürk Havalimanı arazisinde planlanan Millet Bahçesi ihalesine ilişkin temyiz başvurusunu haklı bularak ihale işlemini iptal etmesi,
  • İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nin İBB’nin Kanal İstanbul ile ilgili açtıkları dava ile ilgili Kanal İstanbul Yenişehir rezerv yapı alanı imar planını iptal etmesi,
  • Anayasa Mahkemesi, FETÖ lideri Fetullah Gülen’in Edirne’de vaizlik yaptığı dönemde kaldığı ve örgüt mensuplarınca “bülbül yuvası” diye adlandırılan konuta “millî güvenliğe tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle el konulmasını “hak ihlali” sayması,
  • Eski TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, Adil Serdar Saçan’ın 1999 yılında yürüttüğü Adnan Oktar Suç Örgütü soruşturmasında örgüt üyeleri için “işkence” raporu düzenlediğinin ortaya çıkması,
  • Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nca (HSK) FETÖ iddialarıyla meslekten atılan hâkim ve savcıların meslekten çıkarma kararının iptali için Danıştay’a açtığı davalarda, Danıştay 5. Dairesi, FETÖ ile irtibat ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen yaklaşık 387 ismin mesleğe dönmelerine ve bunlara tazminat ödenmesine karar vermesi. HSK’nın Danıştay’ın verdiği iptal kararlarını temyiz etmesi,
  • Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te yakılan Madımak Oteli’nde hayatını kaybedenlerin yakınlarının bireysel başvurusunda, “zaman aşımı” itirazlarıyla ilgili ek rapor alınmasına karar vermesi,
  • Kadınların evlendikleri erkeğin soyadını taşıma zorunluluğu ortadan kalkması,   
  • Can Atalay merkezli Yargıtay-Anayasa Mahkemesi Kavgası, Atalay’ın milletvekilliğinin Meclis’te düşürülmesi ile ilgili Yargıtay’ın verdiği karar ve kararın Anayasa Mahkemesi tarafından bozulması buna rağmen TBMM’de milletvekilliğinin düşürülmesi. Buna bağlı olarak gerek Meclis’te gerek Meclis dışında meydana gelen olaylar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Bu mücadelede herkesi direnmeye, mücadeleye ve bu darbe girişimine karşı pozisyon almaya, tepki göstermeye davet ediyoruz”; TBMM Başkanvekili Karaca’nın, “Bu yargı değil, bir rejim krizidir” ; İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in, “Yargıtay’ın, Anayasa’yı tanımayarak yol açtığı, hukuk skandalına; maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisi de, eşlik etmiş oldu”; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin , “Adalet yerini bulmuş”, “Demokrasiye, millî huzur ve güvenliğimize darbeye tevessül eden Anayasa Mahkemesi’dir, “Sokağı ve kanunsuz direnişi adres gösterenler, dahası ülkemiz aleyhine her türlü pozisyonun alınmasından bahsedenler husumet figüranlarıdır.” şeklindeki açıklamalarının neden olduğu gerilim,
  • Can Atalay olayı üzerine “Baroların eylem çağrıları”,
  • Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası.
  1. Darbe çağrısı yapılması, genelde bürokrasiyi özelde asker ve polis güçlerini kazanma, bölme, tarafsızlaştırma operasyonları
  • “Genç Teğmenler Olayı”-“Tuzla Piyade Okulu”, “Cübbeli Sarıklı Teğmen”, “Atatürkçü/Kemalist Teğmenler”, “İntihar Eden Çavuşlar”, “Ordu Rahatsız”, “Genç Subaylar Rahatsız”, “Şimdi Sırada ‘Teğmen Cuntası’”
  • Tuzla Piyade Okulu’nda bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmamasıyla başlayan kavgadan sonra başlatılan soruşturmada, “Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) tarafından Atatürk’ün fotoğrafının takılmamasına tepki gösteren teğmenlerin de aralarında bulunduğu yedi teğmen için ihraç kararı verilmesi”,
  • Özgül Özel’in “40 yaş altı gençlerin yapacağı darbeyi destekleyeceği”ni söylemesi, seçildiği andan itibaren “sokağa ineceklerini,” “sokak eylemleri yapacaklarını”, “gerekirse hapse gireceklerini” sık sık gündeme getirmesi,
  • Zülfü Livaneli’nin “31 Mart Mahalli Seçimleri için ‘31 Mart ve Hareket Ordusu’ benzetmesi yapması ve komutan olarak İmamoğlu’nu” ilan etmesi,
  • Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın “görevden alınması”,
  • Adıyaman deprem konutu kurasında hile yapıldığı, bazı kimselerin korunduğu iddialarının ortaya atılıp yaygınlaştırılmaya çalışılması,
  • Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası.
  1. Sokak hâkimiyeti, iktidarın acziyeti anlamına getirilmek istenen terör olaylarında sürekli bir artışın olması
  • İçişleri Bakanlığı’nın sürekli çete operasyonu yapması ile birçok çetenin çökertilmesi, bu çetelerin daha önce niçin çökertilmediği,
  • “Kuzey Irak ve Suriye’de Türkiye’nin operasyonlarında meydana gelen şehitler olayı” ve PKK/YPG’li teröristleri etkisiz hâle getirmesi,
  • Sarıyer’deki Santa Maria İtalyan Kilisesi’ne pazar ayini sırasında maskeli iki kişi tarafından yapılan silahlı saldırıda bir kişinin öldürülmesi vb.,
  • DHKP/C’li 2 teröristin İstanbul Adliyesi’ne saldırı girişiminde bulunması sonucu 2 terörist ve 1 vatandaşın ölmesi, 3’ü polis 6 kişinin yaralanması,
  • Kahramanmaraş’ta Ekinözü İlçe Kaymakamı Mesut Coşkun’un, silahla kafasından vurulmuş şekilde evinde ölü bulunması,
  • Güngören’de müzisyen Umut Emre Aytekin’in öldürülmesi,
  • AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkanı Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmasında silahlı saldırı olması ve 1 kişinin ağır yaralanması,
  • Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın Özel Kalem Müdürü Samet Güdük’ün belediye binasında, bir belediye çalışanı tarafından öldürülmesi,
  • Diyarbakır Ulu Camii avlusu müdavimlerinde “Diyarbakırlı Ramazan Hoca” olarak bilinen Ramazan Pişkin’in İstanbul’da uğradığı bıçaklı saldırı sonucu öldürülmesi,
  • İstanbul Kartal’da 2 kişi tarafından polislere ateş edilip kaçılması.
  1. Gerilimi sürekli artırmak: Kazalar ve futbol üzerinden sürekli bir gerilim ve gayrimemnun üretme taktikleri
  • “Toplumsal gerilimin sürekli artma eğiliminde olması”,
  • “Sürekli geçmiş olaylara atıflar yapılarak gerilim yükseltilmesi”,
  • Futbol maçlarında vuku bulan olaylar: 1. Amedspor Olayı, 2. Hakemin yumruklanması, 3. Maç bitmeden maçtan takım çekme olayı, 4.  Riyad’da oynanacak FB-GS Süper Kupa maçının iptal edilmesi ile Türkiye’de vuku bulan tartışma ve olaylar zinciri. Arap düşmanlığının pompalanması, 5. Antalya-Trabzonspor maçında gol atan İsrailli futbolcunun gol sevincinde bileğindeki bandaja Aksa Tufanı’nın 100. Günü ve İsrail bayrağı sembolünü seyirciye göstermesi ve meydana gelen gerilim. Aynı futbolcunun birkaç hafta önce Türkiye genelindeki tüm maçlarda maç öncesi Gazze’deki şehitler için saygı gösterisine katılmaması için maça çıkmaması, 6. Başakşehir’in İsrailli futbolcusu Eden Karzev’in de İsrail’e destek vermesi üzerine yaşanan gerilim”,
  • Riyad’ da oynanmayan FB-GS Süper Kupa maçı için Suudi yetkililerin, önceden TFF-FB-GS verdikleri parayı geri istemeleri.
  • Trabzon’da oynanan TS-FB maçında meydana gelen olaylar zinciri. Bu olayların üzerine FB Başkanı Ali Koç’un sert açıklamaları; TFF Başkanını, yönetimini suçlaması, süper ligden çekilme tehdidi yapması, 2 Nisan 2024 olağanüstü toplantı yapması,
  • Ali Koç’un FB-GS Süper Kupa maçının ertelenmesini ve yabancı hakemlerin getirilmesini, yabancı hakem getirilmezse sahaya geçlerle çıkıp protesto edeceğini beyan etmesi,
  • Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası      
  1. AK Parti’nin iç fay hatları
  • AK Parti kadrolarının kendilerini devletle özdeşleştirmeleri, kendilerini devlet kabul etmeleri,
  • Bürokrasinin keyfi davranmasına sessiz kalınması, yönetim kurullarının çalıştırılması, emir-komuta ekseninde işlerin götürülmesi. Bundan dolayı, özellikle, üniversitelerde gayrimemnun sayısının gittikçe artması,
  • Bazı yerlerde zaman zaman AK Parti kadrolarını ve bazı milletvekillerini, belediye başkanlarını kaymakam ve valilerin karşılaması,
  • Devlet dairelerine yapılacak atamalarda ehliyet-liyakat denklemini unutmaları, sadakati önemsemeleri,
  • İşe almada AK Parti’den referans istenmesi iddiaları,
  • İşe almada yapılan mülakatlarda adil davranılmaması iddiaları,
  • Yapılan hataları görmek istememeleri, dile getirenleri hain olarak suçlamaları ve susturmaya çalışmaları,
  • Milletvekili ve belediye başkan adaylıklarında ilgili yönetimlerin düşüncelerinin alınmaması, alındığı hâlde uyulmaması, ikna edilmemeleri,
  • İhalelerin geniş çevreye açılmaması, dar bir çevrede halledilmesi iddiaları,
  • Yaptım, oldu anlayışının baskın hâle gelmesi iddiaları,
  • Her şeyin kararının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verilmesinin istenmesi, sorumluluktan kaçınılması,
  • Bakanların kendi sorumluluk alanındaki işleri yaparken ‘Sayın Cumhurbaşkanının tensipleri ile emirleri ile’ ifadelerinin sürekli kullanılması,
  • Milletvekillerinin bakanlar nezdinde itibarsız olması,
  • Tecrübeye değer verilmemesi,
  • Parti içerisinde sürekli küskünler topluluğu oluştuğunun görülmemesi,
  • Avrupa uyum yasaları kapsamında ithal edilen ya da uyarlanan yasaların yaptığı tahribatların görülmemesi, göstermek isteyenlerin suçlanması, hakarete uğraması.
  1. Dış güçlerin tutum ve tavrı
  • Küresel şirketler operasyonu,
  • Erzincan İliç Çöpler Altın Madeni Faciası,
  • AB değişik ülkelerinde PKK’nın sürekli eylem yapması ve ciddi bir müdahale ile karşılaşmaması,
  • TS-FB maçında meydana gelen olayların uluslararası alana taşınması,
  • Mahalli seçimler öncesinde Avrupa’nın değişik ülkelerinde meydana gelen PKK eylemleri, o ülkelerdeki Türklere saldırmaları, polislerin ciddi bir müdahale de bulunmaması, bu olaylar üzerinden Türkiye’ye seçim öncesi verilmek istenen bir mesajın olması,
  • 31 Mart seçimlerine giderken hem ABD’den hem de İngiltere’den 40-50 bin civarında insanın Türkiye’ye gelmesi, özellikle, CIA eski ajanı Graham Fuller’in gelmesi,
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bir başvuru üzerine “Alevilik İslâm’dan ayrı bir inanç”kararını vermesi.

    Dış dinamiklerdeki gelişmeler

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır gezisi,
  • Türkiye’ye F-16 satışına ilişkin ABD Kongresi’nden olumlu karar çıkması,
  • Bayraktar Şirketinin Ukrayna’da İHA, SİHA yapacak fabrika yapmasını ilişkin yapılan açıklamalar sonrasında Rusya’dan Bayraktar fabrikasına saldırı yapılabileceğine ilişkin açıklama gelmesi,
  • KKTC’den BMGK’ya Barış Gücü tepkisi: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin onay almadan Barış Gücü’nün görevini 1 sene daha uzatmasına, KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın, ‘Kıbrıs Türk tarafının iradesini ve varlığını yok sayan bu yaklaşımı reddediyoruz.’ şeklinde sert tepki vermesi,
  • CIA Direktörü Burns’ün “Ortadoğu’yu son 40 yıldır bu kadar karmaşık ve patlamaya hazır görmedim”, “ABD artık Çin ve Rusya karşısında ‘rakipsiz üstünlüğe’ sahip değildir” açıklaması yapması,
  • ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wallander’in Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iptali ile ilgili yaptığı açıklamanın ardından, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Montrö’nün tartışılmasını dahi tahayyül edemeyiz.” tarzında sert bir açıklama yapması,
  • “Kuzey Irak ve Suriye’de Türkiye’nin operasyonlarında meydana gelen şehitler olayı” ve PKK/YPG’li teröristleri etkisiz hâle getirmesi ve bununla ilgili yapılan karşı psikolojik savaş.

Yukarıda sıralanan olayların bazıları aynı anda, bazıları da farklı zamanlarda ve fakat öncekilerin etkilerini besleyip kuvvetlendirecek, güçlendirecek bir tarzda meydana gelmiştir. Bunlara adil bir şekilde çözüm getirilip halkın gönlü kazanılamazsa Türkiye çok sıkıntılı bir döneme girebilir.

Yapılan analizleri göz önüne aldığımızda kadife darbecilerin ana hedefinin 2028 seçimleri olduğu asla unutulmamalıdır. Kadife darbecilerin yaptığı hamlelerin savuşturulması, sürecin bittiği anlamına gelmemelidir. Taraflardan biri tasfiye oluncaya ya da taraflar arasında uzlaşma sağlanıncaya kadar mücadelenin şiddeti artarak devam edecektir. Kadife darbe strateji buna göre çizilmiş ve uygulamaya sokulmuştur.

Kadife darbelerde en önemli unsurlardan biri, (sürecin ister mahiyetini bilsin isterse bilmesin fark etmez) gayrimemnun kitlelerin ittifakının sağlanmasıdır. Kadife darbeci beyin takımı, bir taraftan var olan gayrimemnunlarla dolaylı bir şekilde, kendileri arka planda kalarak, çatı örgüt aracılığıyla ittifak kurmaya çalışırken; diğer taraftan yeni fay hatları oluşturup gayrimemnun sayısını artırmaya çalışmaktadır.

Bu açıdan meseleyi ele aldığımızda, kadife darbeciler, devlet mekanizmasının kılcal damarlarına, medyaya/sosyal medyaya, iş dünyasına yerleşmiş, gizli uyuyan kadroları/hücreleri aracılığıyla pek çok provokatif eylem icra etmek isteyeceklerdir. Rengi, fikri, zikri, hayat felsefesi ne olursa olsun, halkın oyları ile seçilmiş bir yönetimin, dış güçlerle iş birliği yapılarak devrilmesine, yönetimden düşürülmesine bu ülkeyi seven herkes karşı çıkmalı, kendi kendimizi özgürce yönetme hakkını kimseye vermemeliyiz.

Tüm bunların gerçekleşip gerçekleşmemesi, öncelikle siyasî iktidarın takınacağı tavra, ortaya koyacağı yol haritasına bağlı olacaktır. İstediği tüm yetkilerin fazlasını almış bir siyasi iktidarın, başkalarını suçlamak, hakaret etmek üzerine kurulu bir politikayı devam ettirmeye çalışması çok kötü sonuçlara sebebiyet verebilir. Sosyal patlamaların bedeli bu ülkeye çok pahalıya mal olur.

Başta siyaset olmak üzere tüm gönüllü kuruluşlar hata yapmaz, birbirini anlar, sırât-ı müstakim üzere olursa kurulan tüm tuzaklar paramparça edilir, sahiplerinin başına geçirilir, yaşanabilir yeni bir Türkiye/İslâm dünyası/dünya inşa edilebilir. Bunun için gerek şart adil olmaktır, adaleti hâkim kılmaktır: “Ey Davud, gerçek şu ki, biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah’ın yolundan saptırır. Şüphesiz Allah’ın yolundan sapanlar, hesap gününü unutmalarından dolayı onlar için şiddetli bir azap vardır.” (38/ Sâd,26)

[1] G. Sharp, Diktatörlükten Demokrasiye Kurtuluş İçin Teorik Bir Çerçeve, ABD, The Albert Einstein Enstitüsü, 4. baskı, May. 2010, s. 10-16.

[2] Sertuğ Çiçek, “31 Mart 2024 ve 2019 Seçimlerinin 81 İlde Karşılaştırmalı Tablolarla Analizi”,  https://t24.com.tr.

[3] Sertuğ Çiçek, agy.

[4]  Kenzü’l-Ummâl, Hadislerle Müslümanlık.

[5] Burhanettin Can, “Boğaziçi Kadife Darbe Süreci-2: Dördüncü Aşama: Sedat Peker Aşaması-1”, Umran, 2021, sayı: 333-334, s. 14-32.

[6] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-cumhurbaskani-erdogana-yanit-452720h.htm

  https://t24.com.tr/video/sedat-peker-6-videosunu-paylasti-yasanan-catismanin-kirilma-noktalarini-anlatti-tayyip-erdogan-sonrasina-kimin-  planlari-varsa-bizi-mahvedecekler-dedim,38983

[7] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-9-bolum-iste-pekerin-son-videosundaki-iddialar-407737/ ; https://odatv4.com/sedat-pekerden-yeni-iddialar-06062137.html

[8] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-8-bolum-yayinlandi-402536/

https://www.birgun.net/haber/sedat-peker-den-8-video-sadat-el-nusra-ya-benim-uzerimden-silah-yolladi-346487

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-8-videosunu-yayimladi-iddialarini-surdurdu-1840354

[9] https://t24.com.tr/video/sedat-peker-6-videosunu-paylasti-yasanan-catismanin-kirilma-noktalarini-anlatti-tayyip-erdogan-sonrasina-kimin-planlari-varsa-bizi-mahvedecekler-dedim,38983

[10] https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerden-7-video-sizin-yeni-uyusturucu-rotanizi-anlatacagim-haber-1523070

https://www.gazeteduvar.com.tr/pekerin-7-videosundaki-resat-baba-ayrintisi-yegenleriyle-soylunun-fotograflari-cikmisti-haber-1523078

https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerin-sifreli-mesajlari-kitaplar-sema-850ye-ayarli-saat-haber-1523103

[11] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-8-bolum-yayinlandi-402536/

https://www.birgun.net/haber/sedat-peker-den-8-video-sadat-el-nusra-ya-benim-uzerimden-silah-yolladi-346487 ; https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-8-videosunu-yayimladi-iddialarini-surdurdu-1840354

[12] S. Popovic, M. Miller, Devrim Planı, Diktatörleri Devirmek, çev. Ebru Erbaş, Paloma Yayınları, İstanbul, 2015, s. 83-84.

[13]https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-operasyonun-ardindan-ilk-kez-konustu-1832802;  https://odatv2.com/sedat-pekerin-hedefinde-mehmet-agar-var-02052124.html https://t24.com.tr/video/sedat-peker-den-ikinci-video-mehmet-agar-in-oglunu-tecavuzden-sikayet-eden-kadin-ertesi-gun-olu-bulundu,38617

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-mehmet-agari-neden-hedef-aldi-1833062 https://www.arti49.com/sedat-pekerden ucuncu-video-2353064h.htmhttps://www.karar.com/guncel-haberler/sedat-pekerden-ucuncu-video-milletvekilinin-kemiklerini-kirdirdim-1615804

https://www.gercekgundem.com/guncel/273250/sedat-pekerden-3-video-jandarma-genel-mudurlugune-cevap-verdi-carpici-iddialarina-devam-ettihttps://t24.com.tr/video/sedat-peker-den-dorduncu-video-koruma-polisimi-sen-vermedin-mi-suleyman-soylu-temiz-suleyman-in-istifa-olayi-var-ya-bir-gun-once-robot-hesaplardan-tweetler-hazirlandi,38805https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-berat-beye-sen-beni-dusman-etmedin-mi-1835875 https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/pekerden-soyluya-sen-benim-jokerimdin-1836617

https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-peker-agara-offshore-hesaplarini-sordu-haber-1522433https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/pekerden-soyluya-sen-benim-jokerimdin-1836617

https://www.karar.com/guncel-haberler/sedat-peker-besinci-videoyu-yayinladi-agarda-yazili-emir-var-mi-1616586

https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-peker-agara-offshore-hesaplarini-sordu-haber-1522433https://t24.com.tr/video/sedat-peker-6-videosunu-paylasti-yasanan-catismanin-kirilma-noktalarini-anlatti-tayyip-erdogan-sonrasina-kimin-planlari-varsa-bizi-mahvedecekler-dedim,38983https://www.gunboyugazetesi.com.tr/sedat-peker-suleyman-soylu-ibrahim-kalini-takip-ettiriyor-89819h.htm https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-sedat-pekerden-bomba-iddia-suleyman-soylu-ibrahim-kalini-takip-ettiriyor–452771h.htm https://odatv2.com/akpli-boynukalin-sedat-pekeri-dogruladi-20052159.html

https://www.gercekgundem.com/medya/275572/pekerin-6-videoda-dik-adam-diye-bahsettigi-yilmaz-ozdil-sedat-peker-hakkinda-ne-demistihttps://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerden-7-video-sizin-yeni-uyusturucu-rotanizi-anlatacagim-haber-1523070https://www.gazeteduvar.com.tr/pekerin-7-videosundaki-resat-baba-ayrintisi-yegenleriyle-soylunun-fotograflari-cikmisti-haber-1523078https://www.gazeteduvar.com.tr/sedat-pekerin-sifreli-mesajlari-kitaplar-sema-850ye-ayarli-saat-haber-1523103 https://www.gazeteduvar.com.tr/peker-feto-sorusturmasi-ortuldu-iddiasiyla-ilgili-bir-yazi-paylasti-baska-delile-ihtiyaciniz-var-mi-haber-1523120

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/peker-ve-soylunun-agabey-dedigi-isim-bu-isin-neresinde-1838542

[14] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-8-bolum-yayinlandi-402536/  https://www.birgun.net/haber/sedat-peker-den-8-video-sadat-el-nusra-ya-benim-uzerimden-silah-yolladi-346487  https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-peker-8-videosunu-yayimladi-iddialarini-surdurdu-1840354 https://tele1.com.tr/iste-pekerin-benim-adima-cihatcilara-gonderdiler-dedigi-yardimlar-402581/1/  http://www.krttv.com.tr/gundem/halil-falyalinin-elinde-kasetler-var-h79208.html

https://www.birgun.net/haber/can-dundar-sedat-peker-bana-tir-haberleri-nedeniyle-asilmayi-hak-ettin-diye-mesaj-gondermisti-346539

[15] https://tele1.com.tr/sedat-peker-dizisinde-9-bolum-iste-pekerin-son-videosundaki-iddialar-407737/

https://odatv4.com/sedat-pekerden-yeni-iddialar-06062137.html

https://odatv4.com/peker-yeni-gorusme-yayinladi-akp-hangi-kanaldan-cok-rahatsiz-05062150.html

https://abcgazetesi.com/sedat-pekerden-flas-aciklama-tum-dunyanin-gozu-onunde-kafama-sikacagim-391977

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sedat-pekerden-akpye-destek-mitingi-aciklamasi-1843122

https://www.gercekgundem.com/guncel/280356/sedat-peker-bana-lutfen-sayin-doktorum-de-finalde-delireceksin

https://www.gercekgundem.com/guncel/280376/sedat-pekerden-suleyman-soyluya-flas-yanit-kafama-sikacagim-demesine-karsi

[16]  G. Sharp, age., S. Popovic, M. Miller, age.,

[17] G. Sharp, age., Araştırma Kültür Vakfı Arşivi, 2005.

[18] Emre Kongar, “2024 Sürekli Direniş Yılı”, https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/2024-surekli-direnis-yili-2158217 Dr. Çiğdem Çıdam: AKP, Gezi’yi Halâ Büyük Bir Tehdit Olarak Görüyor; 16 Ocak 2024, https://bianet.org/haber/dr-cidem-cidam-akp-geziyi-hala-buyuk-bir-tehdit-olarak-goruyor-290587

[19] Şefika Nur Çiftçi “Zülfü Livaneli’nin İmamoğlu’na Atıf Yapan ‘Hareket Ordusu Kazanacak’ Sözleri Aslında Ne Anlama Geliyor?”, https://www.superhaber.com/zulfu-livanelinin-imamogluna-atif-yapan-hareket-ordusu-kazanacak-sozleri-aslinda-ne-anlama-geliyor-haber-478810

[20] Dr. Çiğdem Çıdam, agy.

[21] “Sapkın İttifak! CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’dan LGBT’lilere Destek Sözü!”, 29 Şubat 2024, https://www.takvim.com.tr/guncel/2024/02/29/sapkin-ittifak-chp-genel-baskani-ozgur-ozel-ve-dem-parti-es-baskani-tuncer-bakirhandan-lgbtlilere-destek-sozu/9

[22] Özlem Konur Usta “Özgür Özel Söz Vermişti! GoFor Adlı Dernek ABD Elçiliğinden Fonlanıyor”, 1 Mart 2024, https://www.aydinlik.com.tr/haber/ozel-soz-vermisti-o-dernek-abd-elciliginden-fonlaniyor-457010

[23] “49 Yaşındaki Özel’den İddialı Çıkış: Gençler “40 Yaş Üstündeki Siyasetçiler Gitsin” Diye Darbe Yapsa Ben Buna Varım”, t24, 19 Mart 2024.  “Türkiye 31 Mart’a Kilitlendi… Darbe Polemiği… AKP’den Özel’e Yanıt.”, Oda TV, 19 Mart 2024. Kurtuluş Tayiz, “Aradığınız cuntaya ulaşılamıyor Özgür Bey!”, Akşam, 20 Mart 2024; Fuat Uğur, “FETÖ’cü ve PKK’lı Gençler! Özgür Amcanız Darbe İçin Hazır, Sizi Bekliyor”, TV 100, 21 Mart 2024.

[24] Kurtuluş Tayiz, agy., Fuat Uğur, agy. Mehmet Yıldırım, “Kıbrıs Fatihi Erdoğan’dan, genç darbecilere teslim olmayı arzulayan Özel’e!” https://www.dikgazete.com/yazi/kibris-fatihi-erdogan-dan-genc-darbecilere-teslim-olmayi-arzulayan-ozel-e-6666.htmlTarkan Zengin, “Gençler ve CHP”, Akşam, 22 Mart 2024. https://www.sondakika.com/guncel/haber-ozgur-ozel-den-cumhurbaskani-erdogan-a-kiskirtma-16901135/

[25] “49 Yaşındaki Özel’den iddialı Çıkış: Gençler ‘40 Yaş Üstündeki Siyasetçiler Gitsin’ Diye Darbe Yapsa Ben Buna Varım”, t24, 19 Mart 2024.

[26]  Seda Taşkın, “HEDEP’ten Özgür Özel’in ‘Sokak’ çağrısına Yanıt: Dayanışma İçinde Olacağız”, artıgerçek, 9 Kasım 2023, “Yargıtay’ın AYM ve Can Atalay Kararına Erkan Baş’tan Tepki: Paralel Yargı Ortaya Çıktı”, artıgerçek, 8 Kasım 2023

[27] Mehmet Yıldırım, “Ankara’da Yarış Yeni Başlıyor!” https://www.dikgazete.com/yazi/ankara-da-yaris-yeni-basliyor-6601.html

[28] https://www.haber7.com/siyaset/haber/3411372-ilk-gelen-sonuclarin-ardindan-ozgur-ozelden-ilk-aciklamalar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir