CİĞERLERİMİZİN BİR DAHA YANMAMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

2
0

Son günlerde meydana gelen deprem felaketinin ardından meydana gelen ve ciddi hasarlara yol açan sel felaketinin yaralarını henüz saramadan; 28 Temmuz’dan itibaren de yangın felaketiyle karşı karşıya kaldık.

Son günlerde ülke ve millet olarak  büyük bir imtihandan geçiyoruz… 

Aynı anda  yirmi küsur yerde başlayıp 38 şehrin 163 ayrı noktasına yayılan yangının söndürülmesi için devletin ilgili bütün kurumları, yetkilileri, milletiyle el ele vererek cansiperane bir şekilde çalışıp 152 noktada etkisini gösteren yangının büyük bir kısmını söndürdü. Halen 6 şehirde, 11 noktada devam eden yangını da kontrol altına alma çalışmaları devam etmektedir.

Öncelikle; Umran Kültür ve Medeniyet Hareketi olarak Milletimize başsağlığı diliyoruz.  Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Evlerini, mallarını, hayvanlarını, ekinlerini, hayatı boyunca elde ettikleri birikimlerini bir anda kaybeden kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. 

Canlarınız geri getirilemez, acılarınız gerçek anlamda dindirilemez ama;

Milletle Devlet el ele vererek yaralarınız sarılacaktır.

Yangınların, Karadeniz’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ülkenin geleceği için büyük umut olarak bulunan doğalgazın en kısa zamanda kullanıma  sokulacağı müjdesini vermek amacıyla düzenlemiş olduğu “Doğalgazı Yakma Töreni”nin hemen ardından başlaması, gözden kaçırılmaması ve üzerinde durulması gereken çok önemli ve hayati bir husustur.

“16 uçak, 9 İHA, 52 helikopter, 850 arazöz ve su tanker, 150 iş makinası, 5200 personeli” ile Cumhurbaşkanı, Bakanları, mülki amirlikleri, belediyeleri kısaca tüm DEVLETİ; sivil toplum kuruluşları, askeri, jandarması, güvenlik güçleri ve tüm BİR MİLLET göz yaşartıcı bir mücadele vermektedir. Geniş orman alanlarımız, evlerimiz, küçük ve büyük baş hayvanlarımız – kısaca- yangın bölgelerindeki tüm birikimlerimiz, kendini alevlere karşı siper eden canlarımızla birlikte bir anda alevlerin arasında kaybolup gitti. Yangın söndürme çalışmalarında bulunanlar saniyelerle yarışıyor; Yangından bir parça mal kurtarabilir miyiz?  Yangını bir metre geriletebilir miyiz? Bir koyunun ve bir kaplumbağanın yanmasını engelleyebilir miyiz? hesabını yapıyorlar. 7/24 saat, gece-gündüz demeden, aç susuz, yorgun argın, kan ter içinde bıkmadan usanmadan çalışıyorlar…

Bu soylu mücadele yapılırken birileri; “THK Uçakları Ne Oldu?, “Yanan yerlerde bina yaptırmam!”, “Şunu niye şöyle yaptınız? Bunu niye böyle yaptınız?” vb. yaklaşımlarla etrafa ümitsizlik yaymaya çalışanların neyin peşinde oldukları mutlaka sorgulanacaktır / sorgulanmalıdır. Allah aşkına, şu her tarafı yakıp kül eden Nemrut’un ya da çocuklarının yaktığı ya da doğal olarak meydana gelen yangını söndürmek için bir öneriniz var mı? onu söyleyin.  Nemrut’un yangınından İbrahim’i korumak için serçenin taşıdığı bir damla su taşıyın, tarafınızı belli edin. Yangını söndürelim, ondan sonra sakin bir şekilde yangının sebeplerini, sonuçlarını ve sorumlularını konuşuruz…

Gereken cezayı veririz.

Bu millet kendisine yapılan iyiliği de kötülüğü de asla unutmaz!

Yangını söndürmek için bir damla su dökmüyorsanız hiç olmazsa susun!

Canlarını ortaya koyarak ciğerlerimizdeki alevi söndürmeye çalışanların moralini bozmayın, şevkini kırmayın! Bari bunu yapın!

Bir de Ülkeyi kaosa, iç savaşa sürüklemek için canla başla çalışan şer odaklarına (ABD, AB, İngiltere, Siyonist İsrail ve Vatikan vb.) karşı birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde sosyal medya üzerinden yapılan Türkiye’yi yıpratma kampanyalarına alet olmamalıyız.

Et ve tırnak gibi birbirine kenetlenmiş bu milleti parçalayıp yok etmek, bin yıldır yurt tuttuğumuz Anadolu’dan bizi yakarak, yok ederek, birbirine düşürerek söküp atmak istiyorlar.

Vakit varken buna fırsat vermeyelim. Yarın çok geç olabilir.

Sosyal medyada başlattıkları “HELP TURKEY (TÜRKİYE’YE YARDIM EDİN!) GLOBALL CALL (KÜRESEL ÇAĞRI!)” adlı dezenformasyon, bunun en belirgin örneğidir. Amaç; “Türkiye sanıldığı kadar güçlü olmayan, hâttâ yangınları söndürmede çok aciz kalan bir ülkedir.” imajı oluşturmak ve aynı zamanda turizmi baltalayarak ekonomiye darbe vurmaktır.

Bu paylaşımlara karşı ise; “WeDontNeedHelp”(Yardıma İhtiyacımız Yok), “StrongTürkiye” (Güçlü Türkiye) adı ile sosyal medyada hastag’lar açılmış ve karşı hamle başlatılmıştır. Bu çalışmaya lütfen destek verelim!

Bu aşamada bilgi kirliliğine ve sosyal medya oyunlarına gelmemek ve dikkatli olmak gerekir.

Unutmayınız, denizin kıyısındaki köpükler, salyalar gibi olan şer güçler geldikleri gibi gitmek zorunda kalacaktır. Arap’ı, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Roman’ı; Sunnî’si, Alevi’si, Nüsayri’sı, gayrimüslimi ve Müslim’i ile bu toprakları vatan tutmuş, bin yıldır kardeşçe yaşayan bu millet burada kalacaktır.

YANGINLAR SÖNDÜRÜLDÜKTEN SONRA YAPILMASI GEREKENLER

  • Yangının nasıl çıktığı?
  • Kimler tarafından çıkarıldığı?
  • Bu yangınların arkasında hangi güçlerin var olduğu?
  • Beyin takımı ile taşeronlar ilişkisi açıklığa kavuşturulmalı sadece taşeronlarla uğraşılmamalıdır.
  • Küresel bir operasyon olup olmadığı, lazer sistemi ile uzaydan başlatılıp başlatılmadığı, arkasında Bill Gates ve Elun Mask’ın olup olmadığı araştırılmalıdır.
  • Sürecin Boğaziçi Kadife Darbe Süreci ile ilgisinin olup olmadığı mutlaka ortaya konmalıdır.
  • Sürecin Küresel Diktatörlük kurmak isteyenlerle ilgisinin olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.
  • Uzaydan yöneltilen lazer ya da elektromagnetik bir küresel operasyon varsa Türkiye bunu, tüm insanlığa delilleri ile açıklamalı, fonksiyon icra etmese bile konu BM’ye ve uluslar arası yargı sistemine taşımalıdır. Türkiye, dünyanın başka ülkelerinde eş zamanlı çıkarılmış yangınları göz önüne alarak ilgili ülkelerle birlikte hareket etmelidir.
  • “Kundaklama, kasıtlı olarak yakma, terör eylemi olarak yakma ya da yaktırma” vb. suçlar kapsamına girecek bir durum söz konusu ise delilleriyle birlikte ortaya konmalı ve suçlular adil bir şekilde yargılanarak en ağır cezaya çarptırılmalıdır. Orman kanunları buna yeterli hükümlerle doludur.
  • Yangının çıkışında, söndürme anında, araç ve gereç temininde ihmali ve kastî bulunanlar -varsa- büyük bir titizlik içinde tespit edilip, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
  • Yangın anında dillendirilen ne kadar iddia varsa (THK Uçakları Konusu, Yanan Yerlerin İmara Açılması, Yangın Söndürmede Helikopterlerin Kullanılmadığı, Askerlerin Yangın Söndürmeye Katılmadığı, Yangın Söndürmede TOMA’ların Kullanılmadığı vb.) muhalefet parti temsilcilerinin de içinde olduğu bir komisyon tarafından tespit edilip gerekli araştırmalar yapılarak sonuçlar, kimsenin en ufak bir şüphesi kalmayacak şekilde açıklanmalı ve ihmali olanlar varsa hiçbir koruma gösterilmeden cezalandırılmalıdır.

Bu hususta, kamuoyunun zihninde en ufak bir şüphe kalmamalıdır.

  • Bu işin kökünden çözümü EĞİTİM sayesinde gerçekleştirilebilir.

Ailede başlayan eğitim, Kreş, Anaokulu, İlkokul, Ortaokul ve Lisede devam ettirilmeli ve içselleştirilmelidir. Suyu, ağacı, bitkiyi, börtü böceği, çevreyi, mahalleyi, köyü, şehri, yeşili, ormanı hülasa canlı cansız bütün varlıkları koruma ve geliştirme eğitimi verilmelidir.

Bütün bunların yapılmasının ülkemiz ve insanlık için ne anlama geldiği ve önemi kavrattırılmalıdır.

Ağaç dikmenin, yeşili korumanın hem dinimiz açısından, hem de tarihimiz açısından ne kadar büyük önem taşıdığı çocuklarımıza yaparak ve yaşayarak öğretilmelidir.

“Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin!” diyen bir peygamberin ümmetiyiz.

“Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!” diyen Fatih Sultan Mehmet Hanın torunlarıyız.

  • Yangın, Sel, Deprem, Kuraklık, Küresel İklim Değişikliği, Kıtlık, Salgın, göç afetlerle mücadele edecek, gerekli tedbirleri önceden alacak bir AFET BAKANLIĞI kurulmalıdır. Bakanlık bünyesinde kurulacak Birimlere gerekli çalışmaları anında yapabilecek personel, araç, gereç, teçhizat ve donanım sağlanmalıdır.
  • Ormanların daha iyi korunabilmesi için ıslah çalışmalarının yapılması gerekir. Kurumuş ağaçlar, kırılan dallar, ağaçlar arasındaki çalı çırpı, kuru ot ve yapraklar en az yılda bir kere bakımdan geçirilmelidir. Piknik yapılan yer ve çevresindeki alanlarda bırakılan çöplerin toplanması, özellikle yangına sebebiyet verecek şişe ve cam parçalarının toplanması sağlanmalıdır.
  • Yangın anında kullanılmak üzere büyük su depoları yapılmalı ve yangına müsait olan yerlere -yerleşim yerlerine yerleştirildiği gibi- yangın vanaları konulmalıdır.
  • Yanan ağaçların yerine yenisi oluşmaya başlamazsa en kısa zamanda aynı iklim şartlarına uygun ağaçlandırma yapılmalıdır. Eğitim kurumlarımızla işbirliği içinde “Ağaç Dikme Kampanyaları” düzenlenmelidir.
  • “Evleri, ahırları, küçük ve büyük baş hayvanları, ekinleri, seraları, ağaçları (meyve ve zeytin ağaçları)” yananlar için “yardım kampanyaları” başlatılmalıdır! Anadolu’da, yangın imece usulü söndürülür. Mağdurların yanan evleri ve malları imece usulü yapılır. Bu gelenek bizleri daha bir kardeş yapar. Bu geleneğin yaşatılması gerekir. Yardım kampanyaları, bazı siyasi çekişmelere, beylik cümlelere kurban edilmemelidir.
  • Doğal afetlerle ilgili geçmişte yapılmış çalışmalar, raporlar ve tezler toplanarak yeni bir arşiv yapılmalı, yapılan çalışmalar güncellenmelidir. YÖK ile ciddi bir işbirliğine girilmelidir.

Konuyla ilgili daha çok şey söylenebilir ama şimdilik bu kadarla yetinelim.

Açıklamamızı;

  • “Allah, bu millete böyle felaketleri bir daha göstermesin!
  • Allah, bu milletin birliği ve beraberliğini bozacak şer güçlere ve yerli işbirlikçilerine fırsat vermesin!
  • Allah, bu milletin hiçbir ferdini-gerekçesi ne olursa olsun-düşmanla işbirliği yapacak zillete düşürmesin!
  • Allah, hepimize yangınlardan ders almayı nasip etsin!” duaları ile bitirelim…

Henüz vakit varken!

 

UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir