Şehir Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kapatılması, gelecek dönemlerde vakıf üniversitelerinin tercih edilmelerini olumsuz etkileyebilir.
Şehir Üniversitesi ile Bilim Sanat Vakfı’nda meydana gelen hadisenin teknik ve hukukî boyutuna girmeden (*) meselenin, gelecekte gençler üzerinde meydana getireceği tahribata kısaca dikkat çekmek istiyoruz.
Vakıf üniversitelerinde okuyan gençler ile bu yıl, üniversite tercihi yapacak liseli gençler üzerinde, Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasının psikolojik bir etkisinin olup olmadığını araştırmak önem arz etmektedir. Ülkemizde eğitim kalitesi açısından iyi bir noktada bulunan bir üniversitesinin kapatılması, vakıf üniversitelerini tercih etmede olumsuz bir etki yaparak, vakıf üniversitelerinin geleceği açısından tehlike teşkil edebilecektir.
Şehir Üniversitesi dışındaki vakıf üniversitelerinin birinci sınıfında öğrenim gören ve üniversiteye hazırlanan öğrenciler arasında, çok geniş kapsamlı olmayan nitel, yüz yüze, mülâkat yöntemiyle yaptığımız görüşmelerde aldığımız cevaplar, bir eğilimin göstergesi olup bizi ciddi anlamda endişelendirmiş ve endişelendirmektedir.
Şehir Üniversitesi dışındaki vakıf üniversitelerinin birinci sınıfında okuyan öğrencilerin kaygılarını aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
- Şehir Üniversitesi’ni kapattıkları gibi bizim okulu da kapatırlar mı?
- Mezun olduktan sonra, ‘Sen vakıf üniversitesi mezunusun’, deyip bana iş vermemezlik yaparlar mı? İş bulma problemi yaşar mıyım?
- Vakıf üniversiteleri kurulurken, yapılan incelemeler hatalı veya keyfi midir?
Üniversite sınavına girecek liseli gençlerin endişeleri de hemen hemen aynıdır:
- Kapanma tehlikesi olan bir vakıf üniversitesine niçin ve neden gideyim?
- Geleceği belli olmayan vakıf üniversitesini tercih edip etmemede kararsızım.
- Mezun olduktan sonra da işe müracaat durumunda, vakıf üniversitesinde okumuş olmam bir kusur ve eksiklik olarak karşıma çıkar mı?
Şehir Üniversitesi’nde okuyan öğrencilerle görüşmelerde iki konu dikkatimizi çekmiştir.
- Alınan bu karar sonucunda, asıl mağdur olan bizleriz.
- Şehir Üniversitesi’nde yaşananlardan ötürü, gelecek kaygısıyla
psikolojik bunalım yaşayıp destek alan öğrenci arkadaşlarımız mevcuttur.
Görünen o ki Şehir Üniversitesi’nin kapanmasından dolayı gençlikte gayrimemnun bir kitle oluşmuştur.
Yaşanan bu olay;
- Özellikle Şehir Üniversitesi’nde okumuş olan öğrencilere, gelecekte özellikle
işe girme hususunda problemle karşılaşabileceklerini düşündürmektedir.
- Gelecekte vakıf üniversitelerinin tercih edilmesinde tereddütlere sebebiyet verecektir.
- Vakıf üniversitelerindeki kontenjanların dolmaması, üniversitelerin maddi ve manevi olarak yıpranmasına sebebiyet verecektir.
Konu sadece bir üniversitenin kapatılması meselesi değildir. Mesele, gelecek nesillerin siyasete ve devletin kurumlarına güvenlerinin sarsılması meselesidir. Memleketi geleceğe taşıyacak olan gençlerin güveni sarsılırsa, ülkenin de geleceği tehlikede demektir. Oluşan bu psikoloji, BEYİN GÖÇÜNÜ HIZLANDIRABİLİR.
Bu olgular göz önüne alınarak, verilen kapatma kararının tekrar gözden geçirilmesinde fayda vardır.
Hangi gerekçe ile olursa olsun, birçok değerin, ilkenin, dostluğun, kardeşliğin, ayaklar altına alınmasını doğru bulmuyoruz. Bunun devam etmesi durumunda da, her geçen saniyenin ülkenin aleyhine olacağının bir kez daha altını çiziyoruz.
Adalet hepimiz içindir.
O nedenle;
[5/8]: “Ey iman edenler, adil şahitler olarak Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.”
“Henüz vakit varken!”
UMRAN KÜLTÜR ve MEDENİYET HAREKETİ
(*) Meselenin teknik ve hukuki boyutunu merak edenleri, Prof. Dr. Burhanettin Can’ın Umran Dergisi, Kasım/2019 sayısında yayınlanan, “Şehir Üniversitesi Operasyonu Bağlamında 15 Temmuz İhanet Hareketinin Sosyolojik Savaş Boyutunu Bir Kez Daha Düşünmek” ve yine Umran Dergisi, Şubat/2020 sayısında çıkan “Bilim Sanat Vakfı’na Geçici Yönetim Atanması ve Sosyolojik Savaş” başlıklı yazılarını okumalarının faydalı olacağına inanıyoruz.