LGBT’YE DESTEK VEREN SHELL, APTAMİL, DECATHLON VE NİVEA FİRMALARININ ÜRÜNLERİNİ PROTESTO EDİYORUZ!

19
0

Daha önce APTAMİL bebek maması markasının “Bebeğinizi cinsiyet kalıplarına sokmadan yetiştirin!” ifadeleriyle yayınladığı reklamları gündeme getirmiş ve tepkimizi ortaya koymuştuk!

Şimdi de bu fütursuzluğa Avrupa’nın iki markasının da katıldığına şahit olduk. 5.6.2020 tarihinde spor giyim mağazası olan DECATHLON, bir gün sonra da, kozmetik markası NİVEA LGBT’ye destek reklamları yayınladılar. Destek reklamlarında “kadın kadınla, erkek erkekle öpüşme” sahneleri koyarak LGBTIQ+’yi meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.

Bu firmalar, “İstanbul Sözleşmesi”nden destek alarak, yüz bularak inanç sistemimize, kültür – medeniyet kodlarımıza, milletimize ve neslimize  pervasızca saldırmaktan çekinmemektedirler.

Halkının yüzde 99’unun Müslüman olduğu bu ülkede, bu ne hadsizliktir! Bu ne fütursuzluk, bu ne rezillik, bu ne aymazlıktır!

Onların bu fütursuzluklarına karşı, başta STK’lar olmak üzere, devlet ve millet olarak gerekli tepkileri vermez ve gerekli tedbirleri almazsak, bir sonraki hamleleri, ana-babalar ve daha yaşlı nesle hitap eden markalar üzerinden olacak ve bu ifsat projesine onları da ısındırmaya çalışacaklardır! Bütün bunlar kısık ateşte pişirdikleri ifsat projelerinin ısınma turlarıdır. Bu işleyişin ana hedefi ise, ailemizin kılcal damarlarına girerek, kendi zehirlerini zerk etmektir.

Çünkü;

“Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular, O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.” (9 Tevbe 67)

Nesillerimiz göz göre göre yok edilmek, kimliği, kişiliği, inancı, bilinci topyekûn değiştirilmeye ve dönüştürülmeye çalışılmak isteniyor.

Gözümüzün içine baka baka ‘ekini ve nesli yok etmeye’ kalkışan bir ifsat hareketi ile karşı karşıyayız:

“O, iş başına geçti mi yeryüzünde fesad çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, fesadı (bozgunculuğu ve kışkırtıcılığı) sevmez.” (2 Bakara 205)

Bugün önemsenmeyen bu tehlikenin bedelini çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesillerimiz çok ağır ödeyecektir.

Bugün bu meseleyi hafife alan, sessiz, tepkisiz ve tavırsız kalan her anne-baba ve tüm yetkililer hem bu dünyada, hem de ahirette vebal altındadırlar.

O nedenle bu duruma tez vakitte dur demeli. Kokuşmuşluk, ifsat, çürüme, ahlâksızlık ve yozlaşmaya karşı bir an önce gereken tepkiyi göstermeliyiz!

Neslimizi korumakla görevli olan tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.

Çünkü Müslümanlar, iyiliği emredip münkerden alıkoymakla görevli bir topluluktur:

“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliğe emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.”(9 Tevbe 71).

Bugün buna sessiz kalmak, yarın daha beteriyle karşılaşmak demektir.

Avrupa menşeli markaların bu fütursuzluğuna karşı asla sessiz kalmayacağız!

Her ne hesap içerisinde olursa olsunlar, bizler o hesapları bozmaya kararlıyız ve bozacağız!

Artık bu yozlaştırma, dönüştürme ve ifsat etme projesine bir “DUR!” demeliyiz.

Başta yetkililer, tüm STK, vakıf ve dernekler olmak üzere, milletimizi bu tehlikenin farkına vararak harekete geçmeye davet ediyoruz.

“İstanbul Sözleşmesi” kapsamında gerçekleşen tüm bu fütursuzlukların önüne geçebilmek için aileyi temelinden yıkmayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi bir an önce fesh edilmelidir.

“Henüz Vakit Varken!” 

Yarın çok geç olabilir.

 

UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir