AVRUPA’NIN CAMÎ DÜŞMANLIĞI

1
0

Avrupa’nın İslam’a ve onun sembolü camilere karşı bitmez tükenmez bir düşmanlığı var.  Bu düşmanlığını son olarak Atina’nın ibadete açık tek camisi Fethiye camisini restorasyon bahanesiyle sanat galerisine dönüştürerek gösterdi. Bu olayla, Batı ve Batılıların gerçek yüzü bir kere daha ortaya çıkmış oldu.

Batı geçmişte de böyleydi. Bugünkü İspanya’da 830 yıl hüküm sürmüş Endülüs İslâm Medeniyetinden geride birkaç eserden başka bir şey kalmamış. Ne kadar cami, mescit, türbe, kale, han, saray vb. İslâm’ı ve İslâm medeniyetini çağrıştıran eser varsa hepsini yok ettiler. Bir El Hamra Sarayı(yıkmaya kıyamadıkları için…), bir kilise olarak kullandıkları Kurtuba Camii ve bir de birkaç kale kalıntısı ile birkaç mescit… Hepsi bu. Koca 8 buçuk asırlık Endülüs’ten kalan bu… Yine aynı döneme ait ne kadar kitap varsa köy meydanlarına toplayarak yakmışlar ve bunu da bayram olarak kutlamışlar…

Vakıf olarak Endülüs’e düzenlediğimiz bir gezi çerçevesinde büyük bir bölümü kilise olarak kullanılan Kurtuba Camisini ziyaret etmiştik. Bir kardeşimiz iki rekât namaz kılmayı kafasına koymuş olacak ki, neredeyse camiden üzerine ayet yazılı birkaç kalas, mihrap ve minberden başka eser kalmamış bu muhteşem binayı gezerken; “Etrafımı çevirin, şurada namaz kılacağım.” dedi ve montunu yere serip “Allah-u Ekber” diyerek namaza durdu. Büyük bir ihtimalle kameralardan izlendiğimiz için hemen bir görevli geldi. Neredeyse iki rekât namazı tamamlattırmayacak. Bizim de müdahalelerimizle, zar zor namazını bitirdi. Ve görevli camiden çıkana kadar peşimizde dolaştı. Olur ya bir kişi daha namaz kılar, diye… Bir zamanların sembol camisinde iki rekât namaza bile müsaade etmiyorlar.

“Batı bize kutuplardan daha soğuk ve daha uzaktır.”

Fatih İstanbul’u fethettiğinde sembolik değeri olan Ayasofya’ya namaz kılmak için girdiğinde, kıble tarafındaki duvarlarda bulunan Havarilere ait tasvirlerin karşısında namaz kılınmaz, kazıyalım onları diyenlere; “Onlar alın teri, göz nuru ve el emeğidir. Üzerlerini örtün ve namazımızı eda edelim.” demişti.

Ve hâlâ İslam’ın hoşgörüsü sayesinde Ayasofya ve tüm dini ve tarihi eserleri olduğu gibi, yerli yerinde duruyor. Hâlâ Türkiye’de hangi dine mensup olursa olsun tüm ibadethaneler sonuna kadar açıktır. Kültür ve Turizm Bakanlığı Batılılara ait nerede bir tarihi eser varsa büyük bir titizlikle korumasını yapıyor, onları bakım ve onarımdan geçiriyor.

Fethin sembolü “Ayasofya ses vermiyor, Ayasofya bir hoş, Ayasofya bomboş.”

Ayasofya camisi mutlaka ibadete açılmalıdır.

Atina’daki Fethiye camisi mutlaka ibadete açılmalıdır.

 

UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir