Siyonist İsrail İslâm coğrafyasının bağrına kanlı bir hançer gibi saplandı saplanalı, gün yüzü görmedi Filistinli kardeşlerimiz. Vatanlarını işgal ettikleri 1948’den beri her gün acı, her gün göz yaşı, her gün kan eksik olmadı hanelerinden… Her geçen gün saldırılarla, adım adım arz-ı mev’ud safsatasını gerçekleştirmek, hayallerine ulaşmak için yapmadıkları zulüm, dökmedikleri kan, işlemedikleri cinayet kalmadı… Filistinli kardeşlerimize, ümmetin yetimlerine soykırım uyguladılar. Çeşitli hile ve desiselerle genişlettikçe genişlettiler topraklarını. Filistinli kardeşlerimiz göçe zorlandı. Yerlerini, yurtlarını terk etmek mecburiyetinde kaldılar… Arazileri ellerinden alındı. Bunu yaparken; “Hak, hukuk, adalet, insanlık, ahlak, değer, ilke” namına hiçbir şey tanımadılar… ABD’nin, Batı’nın bu şımarık çocuğu hiçbir ölçü tanımadan yaptığı bu vahşetin karşısında dünya sessiz, Müslümanlar -maalesef- gerekli tepkiyi, gerektiği biçimde gösterememiş, İnsan Hakları Kuruluşları, BM gibi uluslararası kuruluşlar tepkisiz kalmışlar… BM’in aldığı sayısız kararların hiçbiri uygulanmamış. Türkiye, Ürdün gibi birkaç ülkenin ve bu ülkelerde yaşayan Müslümanların dışında yeterince tepki verilememiş. Oyun çağındaki ümmetin yetimleri, zalimlerin son derece modern füzelerine ve silahlarına karşı, ellerindeki sapanlarla Ebabiller gibi taş attılar katillerin üzerine… Bu yolda; kolları taşlarla parçalandı, öldüler, öldürüldüler; direndiler, dayandılar, yılmadılar ve pes etmediler… Ama mabetlerine, Ezanlarına, namazlarına dokundurtmadılar, dokundurtmayacaklar da… Ümmetin emanetine, gözbebeğine sahip çıktılar, çıkacaklar da…
Siyonist katiller şimdilik geri adım atmış gibi görünseler de yeniden deneyeceklerdir.
Denediler de. İsrail polisi; Harem-i Şerif’e giren Müslümanlara ses bombası ve plastik mermiler kullanarak saldırdı; birkaçı ağır, 113 kişinin yaralanmasına sebep oldu… Ve İsrail, Hutta Kapısı’nı yeniden kapattı.
İsrail Eğitim Bakanı ve Yahudi Evi Partisi Lideri Naftali Bennet; “İsrail’in Mescid-i Aksa’nın kapılarına kurduğu demir bariyerlerin, dedektörlerin ve kamera sistemlerinin kaldırılmasını ‘teslimiyet’ olarak nitelendirdi. Ve İsrail bu krizden zayıflayarak çıktı. Tapınak Tepesi(Mescid-i Aksa)’nın egemenliğinin İsrail’e ait olduğu mesajı yerine, bu egemenliğin sorgulanabilir olduğu mesajını verdik.” dedi.
Şimdilik geri adım atmayı dahi zayıflık olarak görüyorlar.
Vahşi, katil sürüsü Siyonistler; 1994’te El Halil’de Hz. İbrahim Camisinde yaptıkları gibi, Mescid-i Aksa’yı da bölerek Süleyman Tapınağı olarak ibadete açmak, sonra da altını oymaya devam ederek yıkmak istiyorlar. İlk kıblemiz, göz bebeğimiz, canımız Mescid-i Aksa’yı ve İslâm Şehri Kudüs’ü kendilerinden başkasına yaşama hakkı vermeyen işgalci Siyonist İsrail’in başkenti yapmaya çalışıyorlar…
Bu şekilde, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’e başkent yapma taahhüdü de gerçekleşmiş olacak.
Onlar ideallerine ulaşmak için -her şey mubahtır anlayışı ile- mücadelelerini sürdürüyorlar.
İsrail Eski Dışişleri Bakanı ve Siyonist Birlik Partisi Milletvekili Tzipi Livni; “Müslümanlarla savaşın eşiğindeyiz.” diyerek İsrailli yetkilileri bu konuda uyarıyor.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduna, “İsrail’e önce Yahudiler dur demeli, bütün dünya ayağa kalkmalı, bu vahşet durdurulmalı.” diyor.
Türkiye ve Ürdün yönetimi ve halk olarak tepkisini ortaya koyarken -genelde- İslâm Dünyası sessizliğini koruyor.
Ey İslâm Dünyası,
Ey Müslümanlar,
Ey sayısı 1.8 milyara yaklaşmış Ümmet?
Biz onlar kadar da olsa bu vahşete tepki gösteremeyeceksek, ne zaman tepki göstereceğiz? Neyi bekliyoruz? Bu vahşetin kendi kapımıza dayanmasını mı?
Öncelikle bu bölünmüşlük görüntüsünden kurtulmalıyız. Allah’ın Kitabına ve Peygamberimizin Sünnetine sarılmalıyız. Kardeşliğimizi hatırlamalıyız. Farklılıklarımızı ayrılığa dönüştürmemeliyiz. Bu bölünmüşlük görüntüsünü kaldırmak için, öncelikle, yapacak olduğumuz Siyonist vahşeti protesto mitinglerini bir araya gelerek yapalım…
Yahudilerle, Musevilerle Siyonist İsrail’i bir tutmayalım. Yahudilerin de Siyonist İsrail’in Filistinli kardeşlerimize uyguladıkları bu vahşeti kınamalarını sağlayalım. Zulme karşı çıkmayanların da, zulme ortak olduklarını söyleyelim…
İsrail mallarını protesto edelim…
Tüm askeri anlaşmaları askıya alalım…
İsrail’le diplomatik ilişkilerimizi en alt düzeye indirelim…
Siyonist İsrail, Filistin’den başlayarak Dünyayı ateşe vermek istiyor… Buna engel olalım… Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye çalışan serçenin gagasında taşıdığı su kadar su taşısak, Siyonizm/İsrail haritadan silinir…
“Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, üstün olan sizlersiniz.”
UMRAN KÜLTÜR VE MEDENİYET HAREKETİ